Finlandiya Eğitim Bakanlığının internet sayfasında yer alan bilgiye göre eğitim sistemi şu parçalardan oluşuyor: Zorunlu eğitim başlamadan önce çocuklara sağlanan erken çocukluk eğitimi ve bakımı, zorunlu eğitimin başlamasından önceki yıl çocuklara verilen okul öncesi eğitim, zorunlu olan dokuz yıllık temel eğitim Son olarak, okul tercihleri ile ilgili pek çok ülkede insanlar benim çocuğumun en iyi okula gitmesi bakış açısı var. Fakat Finlandiya'da özel okul diye bir şey yok. Pazar da yok. Özel okul kurabilirsiniz. Fransızca, Rusça eğitim veren okullar var. Böyle hak yok demiyorum. Dini okullar da var. Piyasada böyle talep yok. Finlandiyaeğitim sisteminin önemsediği nicelik değil, nitelik. - Neden yeni bir müfredata ihtiyaç duyuldu? Bunun sebebi dünyadaki ve eğitimin etrafındaki değişiklikler. Müfredatın ve öğrenmenin bu değişikliklere uyum sağlamak zorunda olması. Dünya değişiyor. Okul da bu değişime kayıtsız kalmıyor. Ekonomi globalleşiyor. öğrenmeyibirleştiren fin eğitim sistemi hala eğitimin rüya ülkesiymiş. işte size fin eğitim sistemiyle ilgili 9 şaşırtıcı gerçek.-1-finlandiya’da zorunlu okula başlama yaşı 7. yaşları ne olursa olsun, çocuklar okula kendileri yürüyerek ya da bisikletle gidiyor. fin kültürü çocukların bağımsız yetişmesini önemsiyor. çocuklarını okula getirip götüren FİNLANDİYA’DA OKULA BAŞLARKEN Gamze Koni [1] Finlandiya eğitim sistemi, dünyayı kendisine hayran bıraktıran sistemlerden biri. Finlandiya’daki eğitim sistemini bu kadar farklı kılan ve onun başarılı olmasını sağlayan ne? Burayı öven, eğitimini ulaşılmaz bir sistem gibi anlatan birçok farklı yazı okudum; değerlendirme yazıları, gezi yazıları, incelemeler FinlandiyaEğitim Sisteminde Önemli Noktalar. Zanaat derslerine oldukça önem veren Finlandiya; her beceriye özel dersler uyguluyor. Ayrıca servis sisteminin bulunmadığı ülkede tüm öğrenciler bisiklet ya da yürüyerek okula geliyorlar. Böylece erken yaşlarda çocuklara sorumluluk yükleniyor. Bu sorumluluk sayesinde okullarda eOCqHUB. Özel okullarda yaşanan bu sorunlarla ilgili açıklamalarda bulunan Eğitim Uzmanı Elçin Tün, "Özel okullar ortalama yüzde 80'i hedefledi. Oysa farklı olan yüzde 20 öğrenci kitlesini hedeflemeleri gerekiyordu. Ayrıca aşırı rekabet ve fiyat düşüşü okulların ekonomisinin bozulmasına neden oldu" eğitimin neden gerekli olduğu hakkında bilgiler veren Tün, "İki şeyi seçebilirsiniz çocuğunuz milli eğitimde, devlet okulunda devam etsin ama ek özel bir şeyler almasını istiyorum. Mesela yüzme öğrenmesini istiyorum ya da voleybolda başarılı olmasını istiyorum akademik olarak çok daha başarılı olmasını istiyorum Fransızca öğrenmek istiyorum. Bunlar kişisel şeylerdir. Özel bir kuruma gönderir. Ve bir şekilde bunun bedelini verirsiniz. Ya da özel okula gönderirsiniz. Özel okul bunların hepsini karşılar. Siz oraya ücret verirsiniz. Özel okullar devlet okullarına karşı bir ekip değildir. Dershaneler kapatıldıktan sonra evet çok ciddi bir sorun oldu dershanelerle alakalı. Dershane sistemi varken çocuklar, ben matematiği çok seviyorum daha fazla matematik öğrenmek istiyorum. Ek olarak dershaneye gidiyordu. Daha fazla İngilizce, Fizik öğrenmek istiyorum. Artık bunlar yok. Tek seçenek kaldı. Ya devlete gideceksin ya da özel okula gideceksin. Özel okullar çok fazla çoğalınca, bazılarında sorun çıkmaya başladı. Bu seferde veli ben bunlara güvenmiyorum demeye başladı. Sonuçta devletin verdiği sağlık, güvenlik, su, eğitim gibi hizmetler var. Devlet bana sağlık hizmeti veriyor ama ben check-up yaptırmak istiyorum. Herhangi bir zamanda gideyim check-up yaptırayım. 82 milyon kişi devlet hastanelerine dolsa dese ki ben check-up yaptırmak istiyorum. Karşılayabilir miyiz? Hayır. Deriz ki bu lüks hizmete giriyor. Bu lüks için özel hastaneye gitmek zorundayız. Ben okulumu gece de açmak istiyorum. Devlet bana 3 tane polis temin etsin güvenlik için. Devlet bana bunu vermez. Devlet insanların ortak kullanım alanlarında güvenlik hizmeti veriyor. Özel olan talepler için özel güvenliğe gitmeniz gerekir. Aynı şekilde okullarda böyle. Siz diyebilirsiniz ki çocuğum ortalama bir eğitim alsın. Ben çocuğuma daha fazla ders vermek istiyorsanız; özel hoca tutarsınız ama bunu denetleyemezsiniz. Milli Eğitim bunu denetleyemez. Vergi olmaz. İllegal olan özel ders, legal olan ise özel okula göndermektir." OKULLAR YETENEĞİ KEŞFEDİP ONA GÖRE EĞİTİM VERMELİÖzel okulların sistemi hakkında çeşitli bilgiler veren Tün sözlerine şöyle devam etti, "Özel okul size şunu sağlar der ki çocuğun yeteneklerini ölçeyim. Çocuğun yetenekli olduğu konularda onu geliştireyim. Çocuk akademikse bilim insanı yapalım. Sporcuysa sporcu, sanatçıysa sanatçı yapalım. Size yeterli bilgiyi vereyim der. Özel okulun mantığı aslında budur. Özel okula gidecek öğrenci ortalamadaki öğrenci değildir aslında. Özel öğrencidir. Ya çok çok özel bir zekası vardır. Ya çok sosyaldir. Ya çok sporcudur. Ya çok sanatçıdır. Ama özeldir. Mesela psikolojik olarak çok daha farklı çocuklar var. Aspergerliler var. Şizofrenik çocuklar var. Manik çocuklar var. Çok farklı çocuklar var. Diyelim ki sizin çocuğunuz bir deha. Bu çocuk farklı. Bu çocuğa ortalama bir eğitim verirseniz. Bu çocuk çok sıkılır. Oradan kaçmak ister. O zaman siz farklı çocukları normal bir eğitimin içine bu çocuğu sokamazsınız. Diyelim ki çocuğun işte 18 yaşındayken boyu var. Bu çocuk gerçekten de okulda biraz dışlanabilir. Herkes 1,50 ama bu çocuk 1,80. Çocuk farklı yani. Bu çocuk basketbolcu olabilir mesela. Bu çocuğa ek bir ücret ödemeden yeteneğini geliştirmek çok zor. Ya kursa yazdıracaksın. Ya da bununla ilgili bir okula yazdıracaksın. Sistem bu. Özel okul tamamen farklı çocuklar için yapılmıştır. Farklı bir yeteneği vardır. Ama daha ortalama benim çocuğum diyorsan devlet okuluna gitmesi daha mantıklı. Hasta olmayan çocuğu doktora nasıl götürmüyorsan normal bir çocuğu da özel okula göndermeye gerek yok. Farklı bir özelliği olmalı. Zaten devlet bütün olanakları sağlıyor. Ancak farklıysa özelse o zaman durum farklı. Biz bu karmaşayı birbirinin içine soktuk. Dedik ki herkes özel okula gelsin. Bu seferde zengin ve fakir ayrımı çıktı. Hayır özel okullar bunun için değildi zaten. Özel okullar sadece durumu iyi olan ailelerin geldiği kurumlar olsaydı birçok özel okul batmazdı. Peki neden böyle oldu? Aslında talepkar olan veli çocuğunu farklı olduğunu düşünen veli. Önce bu veliler devlet okuluna gönderiyor çocuğunu. Ama çocuk devlet okulunda gerçekten uyum sağlayamıyor. Ya sosyal bakımdan, ya akademik olarak, ya geride kalıyor ya da çok ileride gidiyor. O zaman veli diyor ki benim çocuğuma ortam sağlanmıyor bu okulda. Sınıflar haklı olarak şartlar gereği 25-30 bazen daha fazla oluyor. Ama özel okullarda 10 kişi. Böyle olunca öğrenciyi çok iyi tanıyabiliyoruz. Bize gerçekten. Gauss teorisi diye bir şey vardır. Ortalama en fazla yeri tutar. Türkiye'de ya da dünyada insanlarla alakalı ortalamaya bakarsanız yüz kişiden 80 tanesi ortalama yüzde 10 ileri, yüzde 10 daha geridir. Biz hep o yüzde 20'yi hedefleriz."ÖZEL OKULLAR ORTALAMA YÜZDE 80'İ HEDEFLEDİFarklı çocukların özel okullarda eğitim almasını gerektiğini vurgulayan Tün, "Ama özel okullar o yüzde 80'i almaya çalıştı. Bu seferde yüzde 80'de ki veliler dedi ki çocuk zaten kendisi bir şeyleri yapabiliyordu. Sende aynısını yaptırıyorsun bu sefer başarısızlıklar başladı okullarda. Aile para vermek istemedi. Bizim okulda yaptığımız tek bir şey vardır. Ben o yüzde 20'yi toplarım. Çok ilerdeki çocuklar ve daha uyumsuz düzeydeki çocuklar. Derim ki bu çocukların özelde olması gerekiyor bu da senin kaderin. Aspergerli öğrencilerim var. Mükemmel dehalar. Yarışmalara soktuk. Tübitak'ta 4 tane öğrencim var. 4'ü de 1. geldi Tübitak'ta. Sosyal olarak çok başarılı durumda değiller. Ama tam bir dehalar. Bu çocukları sen gidip bir yerde müdür yapamazsın. Gazeteci ya da öğretmen yapamazsın. Ama tam bir bilim insanı yaparsın. Laboratuvarda günde 15 saat çalışırlar. Hayatta yorulmazlar. Bir çocuk okumada ya da matematikte çok geri. Ama bakıyorsunuz ki mükemmel piyano çalıyor. İlk defa piyano görmüş bir öğrencim var. 3 ay içinde çılgınlar gibi Beethoven çalıyor. Çünkü zekası bu yönde. Bu çocuğu yarın parmakla göstereceğiz. Ama dediğim gibi kalabalık ve herkese eşit şekilde verilen bir eğitimin içinde bu çocuklar kayboluyor."AVRUPADA ORTALAMA SEVİYEDEKİ ÖĞRENCİYİ ÖZEL OKULLAR ALMAZ"Avrupa'da öğrenciye sınav yapılır. Ortalama seviyedeki çocukları özel okullar almaz. Sen zaten olmuşsun der. Özel eğitim kimler içindir. Çocuğun öğrenme güçlüğü vardır. Bunun içindir. Aspergerli çocuklar vardır. Çok zekidir ama zekası tek bir yöndedir. Bunlar içindir özel eğitim mesela. Özel müzik kursları vardır. Çocuk duyduğu her şeyi çalabiliyordur. Bunun içindir. Özel olması senin çocuğunun daha farklı olmasını gerektirir. Ama bizde sistem tam tersine çok zekiyse fen liselerine gitti. Çocuk normal derslerde başarılı değilse meslek öğrensin diye meslek liselerine gitti. Ortalamadaki ailelerse benim çocuğum daha iyi olabilir dediler ve özel okula gönderdiler çocuklarını. Ama özel okula para verirken gerçekten de içten vermediler. Zaten bir şeyi yoktu neden çok para veriyoruz dediler."AŞIRI REKABET VE FİYAT DÜŞÜRMEÖzel okullardaki maddi sıkıntılarının sebeplerini anlatan Tün, "Özel okullar çoğalınca aralarındaki rekabet yüzünden fiyatları indirdiler. Fiyatları indirince kalitede düştü. Kalite düştüğü içinde niye buraya para veriyorum ki zaten bu eğitimi devlet okullarında da alabiliyoruz. Bu sefer çocuklarını almaya başladılar. Bu sefer özel okullar zarar etmeye başladı. Bir okulun kar etmesi 500 öğrenci ve üzeridir. Ücreti kaç para olursa olsun kar etmek için 500 öğrenciyi geçmek gerekiyor. Daha çoğunu hedefledi okullar. Havuzumuz var. Şöyle olacak, böyle olacak çocuğu uçuracağız biz. Okullar tamamen amaçtan saptı. Amaçtan sapınca da sistem AYAKTA KALDI?Kimler sadece kaldı. Gerçekten de özel okulculuğu niye yaptığını bilenlerin elinde kaldı. Tamamen ticari düşünmeyen işletmelerin çoğu ayakta kaldı. Onlar zaten para da kazandılar. Öğrencilerim saat 2400'e kadar ders çalışıyor. Çünkü bu çocuklar daha özel. Diyor ki benim hayatta şu anda yapacak başka bir şeyim yok. Ben öğrenmek istiyorum. Devlet bütün kütüphanelerini açık bırakmak istese bırakamıyor. Ama özel kurumlar bunu sağlayabiliyor. Mesela öğrenci der ki müzikte yeteneğim var hocam. Biz de diyoruz ki müzik öğretmeniyle birebir çalış." şeklinde Kİ AKADEMİSYENLERİN YÜZDE 90'I ASYA ÜLKELERİNDENDiyorlar ki Finlandiya'da eğitim neden bu kadar iyi. Orada özel okulculuk yok. Sadece devlet okulları var. Ama devlet okulunda herkes ortalamada. Farklı ve fazla değil hepsi ortalamada. Amerika'da ki üniversitelere bakarsanız çalışan doçentler profesörler akademisyenler yüzde 90'ı Asya'dan. En son Hindistan'a kadar gidiyor. İran, Suriye, Irak, Türkiye. Bu ülkelerin çocukları zor bir eğitimden geçiyorlar. Çok kalabalığız. O yüzden bu çocuklar çok iyi yerde. Finlandiya'da tüm çocuklar yüz üzerinden 85'te. Bizde ise yüz üzerinden 95'de var. 100'de var ama ortalamamız yüzde 50."ÜLKEMİZDE ERKEK ÇOCUKLARININ YÜZDE 55'İ FUTBOL OKULUNA GİDİYOR"Bizim seçmemiz gereken çocuklar özel çocuklar. Ne zamana ki bu dengeye geldi. Bizim dönemde anne ve babalarımız arasında bariz kuşak farkları yoktu. Oda cep telefonu görmedi. Bizimle çocuklarımız arasında kuşak farkı var. Teknolojiyle iç içe doğan çocuklarla buzdolabını televizyonu lüks olarak gören nesil arasında ciddi bir kuşak farkı güvendiğimiz bildiğimiz öğretmenlere çocuklarımızı götürüp 'Evet ya bu çocuk farklı' denilen çocuklara özel bir eğitim aldırmanız gerekiyor. Beden olarak farklı bir yapınız varsa büyük beden satan yerlerden alman gerekir. Herkesin aldığı mağazalarda bunu bulamazsın. Herkes 20 liralık gömlek alır. Sen özel fiyattan alacaksın. Ortalamayı kabul edeceğiz. Mesela ben diyeceğim ki ben sanatçı öğrenciyi seçemiyorum ben akademik olarak başarılı çocukları seçiyorum mesela sporcu için en iyi okul bu. Erkek çocuklarının yüzde 55'i futbol altyapılarına, kurslarına gidiyor. Profesyonel anlamda süper ligde ilk 11'de oynayan oyuncu sayısı 200 civarında. Herkes çocuğunun futbolcu olacağını düşünüyor. Messi'nin, Ronaldo'nun çocukluklarından belliydi özel oldukları. Neymar'ın çocukluklarından belli. Matematik problemi belki çözemez ama futbol için kıymetli bir değer bu oyuncular. Bizde ortalama olan tüm çocuklar futbolcu olmaya çalışıyor. Bizde bir bakıyoruz ki milyonlarca altyapıda çocuk var süper lig takım kadrolarının çoğu yabancılardan oluşuyor. Boş bir hayal vermeyelim çocuklara."BAŞARILI İNSANLARIN ÇOĞU OKULDA BAŞARILI OLAMAMIŞMilli eğitim ve özel sektör ortak çalışarak diyecek ki bu çocuk özel, çok konuşabilir. Ya da hiç konuşmayabilir. 1000 kelime İngilizce konuşabilir. Ailesine denilecek ki bu çocuk farklı bu çocuğa özel bir eğitim aldırmalısınız. Özel okullar bu okullara hitap edecek. Farklı çocuklar özele, normal çocuklar devlet okullarına gitmeli. Kimin biyografisini okursanız okuyun ister dünyadan ister ülkemizden çocuklukta. Elon Musk, Einstein, Tesla gibi ne kadar önemli adam varsa eğitimde başarılı olamamış insanlar. Hepsinin de eğitimlerinde sorun çıkmış. Ben bunu niye öğreniyorum diyorlar. Sorguluyorlar. O kadar akıllılar ki. Farklı çocuklara farklı eğitim verilmeli yoksa normal müfredatta sıkılıyorlar. Okula gelmek istemiyorlar. Bu çocuklar normal müfredatı kabullenemiyor."dedi. İngilizce Okul Güncel Haberler Oluşturulma Tarihi Aralık 17, 2015 2251Dünyanın en şaşırtıcı ve en iyi eğitim sistemi olan Finlandiya Eğitim Sistemi Neden Başarılı? Finli öğrenciler üzerindeki ders kaygısı ve stresi diğer OECD ülkelerindeki akranlarına göre daha değerlendirme sınavı PISA'ya göre her yıl üst sıralarda bulunan Finlandiya, uyguladığı eğitim sistemi ile herkesin ilgisini çekmeyi özel okul kavramı bulunmuyor. Herkes koşulsuz bir fırsat eşitliği olan ülkede isteyen her öğrenci üniversiteye gidebiliyor. Normal uygulanan sınav sistemleri yerine öz değerlendirme var. Eğitimciler "kaybedecek tek bir öğrenci bile yok" yaklaşımı ile hareket ediyor ve motivasyonlarının temel kaynağı ve karanlık bir iklime sahip olan Finlandiya'da çocuklar her sabah bisikletleriyle okula gidiyorlar. Her çocuk kendisine e yakın okula gittiği için serviste kullanılmıyor. Çocuk böylece okula gidiş geliş sorumluluğunu da kendisi alıyor. Okul bahçesine kilitlenmiş veya kilitlenmemiş onlarca bisiklet bulunuyor. Okulda öğrencileri içeride tutabilmek için bahçe duvarı okula başladıklarından itibaren sürekli olarak çorapları ile geziyorlar. Böylece çocukları kendilerini evde hissediyorlar ve okul içerisinde oldukça rahat hareket ediyorlar. Çok sessiz bir ortam sağlanmış olmasına rağmen sınıflar oldukça sessiz. Severek ve eğlenerek öğrenme metodunu uyguladıkları için öğrenciler durumdan gayet mutlular. Öğrenciler haftada 18 ders ile başlıyorlar ve bu en fazla 30 saate Sınav Sistemi Nasıl?Okula başladıktan sonra ilk 4 yıl sınav yapılmıyor, bu yüzden öğrenciler öğrenmek için çaba sarf ediyorlar. Yüksek not almak gibi bir dertleri bulunmuyor. Yine de öğretmenler sınav yapabiliyorlar ama bunun sonucunu öğrenci veya veli ile paylaşmıyorlar. Bu yapılan sınavlarla öğrencinin gelişimini gözlemliyorlar ve öğretmen olarak yeterliliğini görmüş oluyor. Görüntülenme Sayısı 12129 Finlandiya eğitim sisteminin dünyada adından sıkça söz ettiriyor olmasının temel sebebi işini severek yapan öğretmenlerinin varlığıdır. Her çocuğun dünyaya bir potansiyel ve yetenekle geldiğini düşünün Finlandiya Eski Eğitim Bakanı Krista Kiuru, bu potansiyelin iyi işlendiği taktirde ülkesine faydalı bireylerden oluşan bir toplum yaratılabileceğini düşünüyor. 16 yaşına kadar herhangi bir sınava sokulmayan öğrenciler böylece birbirleriyle mukayese edilmemektedir. Finlandiya eğitim sistemi farklılıklarına, bu eğitim modelinin neden bu kadar başarılı olduğuna makaleden ulaşabileceksiniz. Finlandiya Eğitim Sisteminin İncelikleri Sınavların ve testlerin, eğitimin temel noktası olan merakı körelttiğini savunan Finlandiya eğitimcileri öğrenciler okula başladıktan sonraki 6 yıl boyunca not verme uygulaması yapmamaktadır. Bu sayede öğretmenler ile öğrenciler gerçek birer arkadaş olmaktadır. Çünkü çocuklar öğretmenlerini bir not tehdidi olarak görmemektedir. Öğretmenler öğrencileriyle beraber aynı ortamda yemek yemekte, bir şey merak ettiklerinde heyecanla gidip o anda sormaktadırlar. Öğretmenler hangi branşta eğitim verirse versinler ilk hedeflerinin öğrencilerinin mutluluğunu sağlamak olduğunu ifade etmektedirler. Temelde Finlandiya eğitim sistemi hayatı uygulayarak öğrenme üzerine kurulmuştur. Mutlu olan öğrencilerin merakla birlikte gerçek öğrenmeyi gerçekleştirebileceklerine inanılmaktadır. Dünyada eğitimde 1 numara olmaları da bu inanışlarında haklı olduklarını göstermektedir. Finlandiya okullarında hiçbir kurumun kendine özel bir üniforması bulunmamaktadır. Ayrıca öğrencilerin kendilerini ev ortamında hissedebilmeleri adına okullarda ayakkabı giyilmemektedir. Öğrenciler okula geldikten sonra montlarını astıkları bölümlere ayakkabılarını da bırakmakta, okulda yanlarında getirdikleri kalın çorapları giymektedirler. Finlandiya'da, alışık olduğumuz küçük okul bahçeleri, klasik sıraları ve tahtaları görmemiz pekte mümkün görünmemektedir. Her sınıf öğrencilerin rahatlıkla hareket edebileceği büyüklüğe sahip olmakta birlikte sınıflar eşyalarla doldurulmamaktadır. Oyuncaklar, bilim malzemeleri, puf koltuklar, yuvarlak masalar ve sandalyeler Finlandiya'da sınıfların vazgeçilmezleri arasındadır. Türkiye'de ise bu düzen anaokullarında kullanılmaktadır. Finlandiya eğitim modeli her öğrenciyi birer birey olarak görmektedir. Öğrencilerden biri yeterince gelişim gösteremiyorsa öğretmenleri bu durumu hemen tespit etmekte ve öğrencinin öğrenme programını onun bireysel ihtiyaçlarına göre planlamaktadır. Aynı durum okuldan sıkılan, uyum gösteremeyen veya öğrenimi okulun ilerisinde olan öğrenciler içinde geçerlidir. Ülkede zorunlu okula başlama yaşı 7 olarak belirlenmiştir. Öğrenciler yaşları kaç olursa olsun okullarına kendi başlarına gidebilmekte ve böylece özgür ve kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler yetiştirmek hedeflenmektedir. Eğer öğrenci okula 2 km uzaktaysa özel bir servisle okula ulaşmaktadır. Yemek ve gezik ücretinde olduğu gibi servis ücreti de devlet tarafından karşılanmaktadır. Ülkenin yıllık bütçesinin % eğitime ayrılmaktadır. Bu durumda Finlandiya'daki eğitimin başarılı olmasının başka bir nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Beyni durmadan çalıştırırsanız belirli bir süreden sonra hiç bir şey öğrenemez hale gelmektedir. Bu sebeple Finlandiya'da öğrenciler ilkokul eğitimine haftada 20 saat ile başlamaktadır. Okulda eğitim bazı günler 3 saat bazı günler ise 4 saat verilmektedir. Üniversiteye kadar öğrencilerin ders saati 30'a kadar çıkmaktadır. En kısa eğitim günü ve saatine sahip olan ülke buna rağmen dünyanın en iyi eğitim sistemine sahiptirler. Finlandiya eğitim sistemi sanata ve spora son derece önem vermektedir. Öğrenciler anaokulundan itibaren sanatı yorumlamakta, şiirlerin ne anlatmak istediğini tartışmakta ve birçok sanatçının hayatını yakından bilmektedirler. Fin okullarında spor öğrencilerin vazgeçilmezidir ancak spor karşılaşmaları yapacak takımlar bulunmamaktadır. Çünkü üstünlük kazanmak ve rekabet Fin kültürünün önem verdiği konular değildir. Finlandiya okullarının başarı düzeyleri birbirlerine eşittir. Bu sebeple öğrenciler evlerine en yakın okula gönül rahatlığıyla gitmektedir. Ayrıca farklı bir şehre taşınıldığında, ebeveynler taşındıkları yerdeki en iyi okulu hangisi gibi bir soru sorulmamaktadır. Finlandiya'da birkaç Amerikan özel okulu dışında bütün okullar devlet okuludur. Okullarda öğrenciler günlük işlerle de uğraşmaktadır. Bahçede bahçıvanla çiçek ekmek, görevlilerle çöp toplamak ve yemekhanede yemek yedikten sonra tabakları yıkamaya hazır hale getirmek gibi günlük işler de eğitimin bir parçası kabul edilmektedir. Bu sayede öğrencilerde sorumluluk bilinci oluşmakta okula bağlılık duygusu gelişmektedir. Finlandiya'da Öğretmen Olmak Finlandiya'da öğretmen olmak için akademik açıdan başarılı olmak yetmemektedir. Öğretmen adaylarını belirlemek adına takım çalışması, meslek aşkı, iletişim becerileri ve problem çözme yetkinliklerinin dikkat edildiği mülakatlar yapılmaktadır. Kişinin doğasının öğretmenlik mesleğine ne kadar uygun olduğu belirlenmeye çalışılmaktadır. Finlandiya'da en değer verilen meslekler sıralamasında öğretmenlik ilk sırada yer almaktadır. Her sene bu mesleğe başvuran insanların yalnızca % 10'u öğretmen olabilmektedir. Ülkede öğretmen olabilmek için 4 yıllık lisans eğitimini ardından yüksek lisans eğitimi almak gibi bir zorunluluk bulunmaktadır. Finlandiya'da hiçbir öğretmenin işten kovulmak gibi bir kaygısı bulunmamaktadır. Bunun yanında her öğretmen haftada iki saat zorunlu mesleki eğitim konferanslarına katılmaktadır. Öğretmenlerin kendilerini birçok açıdan geliştirmeleri, öğrencilerin her türlü gelişimlerini gözlemleyebilmelerinin ve olası bir sorunla karşılaştıklarında hızlıca o sorunu çözebilmelerinin önünü açmaktadır. Öğretmenler, öğrencilerin neyi nasıl merak ettiğini gözlemleyip onu o şekilde öğretmektedirler. Dünya Ekonomik Forumu'na göre Finlandiya eğitim sistemine gıptayla bakılmasını sağlayan Asya çalışma prensiplerine aşina olanların bildiği üzere çalışkanlık, metot alışkanlıkları ve iş ahlakı gibi noktalarda güçlü olmak başarıyla doğrudan orantılı. Çin, Singapur, Japonya gibi ülkelerin düzenli olarak matematik ve bilim alanlarındaki sıralamalarda önlerde yer almasına şaşırmamalı. “Daha çok çalış, daha az yaşa!” Eldeki verilere göre bu ülkeler bu işi iyi yapıyor evet ama acaba daha sağlıklı bir yöntem de bulunabilir mi? Yukarıdaki sorunun cevabı Finlandiya. Entelektüel ve eğitim reformları açısından gayet zengin olan ülke, yıllar boyunca eğitim sistemlerinde devrim yaratan bazı yenilik ve değişiklikler yaptı. Bu yenilikler, dünya standartlarını yakalamalarını sağladı, hızla Doğu Asya ülkelerine de yetişiyorlar. Loş ışıklı odalarda robotik programlarla mı ilerliyorlar? Hayır. Hükümet tarafından kabul edilen standartlaştırılmış testlerden mi geçiyorlar? Asla. Mükemmellik yerine sağduyulu uygulamalar ve eşitlik üzerine odaklanmış bütüncül bir öğretim ortamı yaratıyorlar. İşte Finlandiya’nın eğitim sistemiyle meşhur olmasının’ 10 nedeni Standart testler yapılmıyor Finlandiya’da standart testler yapılmıyor. Bunun tek istisnası, lise son sınıftaki öğrencilerin gönüllü sınavı olan Ulusal Matris Sınavı’dır. Ülkedeki tüm öğrenciler, kişiselleştirilmiş sorular ve öğretmenleri tarafından hazırlanan bir puan mekanizmasıyla derecelendirilir. Öğrencilerin genel gelişimi ise Eğitim Bakanlığı tarafından takip ediliyor. Öğretmenlerin hesap vermesi istenmiyor Finlandiya’da çoğu zaman öğretmenlere puan verilmesine ihtiyaç kalmıyor. Finlandiya Eğitim Bakanı ve “Eğitimde Finlandiya Modeli” kitabının yazarı Pasi Sahlberg öğretmenler hakkında şunu söylüyor “Fincede hesap verme’ anlamını taşıyan bir kelime yok. Hesap verme, sorumluluk çıkarıldığında denklemde kalan bir kavramdır.” Mesleklerine başlamadan önce tüm öğretmenlerin yüksek lisansını tamamlaması mecburidir. Öğretim programları, ülkede en titiz ve seçici profesyonel okullardır. Eğer öğretmen iyi performans göstermiyorsa, bu konuda bir şeyler yapma görevi okul yönetimindedir. Bir zamanlar usta-çırak ilişkisi olarak tanımlanan öğretmen-öğrenci dinamiği kavramı, birkaç bürokratik kontrol ve standartlaştırılmış test yöntemlerine indirgenemez. Bireysel bazda ele alınmalıdır. Rekabet yerine iş birliği Çoğu ülke eğitim sistemini Darwinci bir yarış olarak görse de, Finler öyle görmüyor. Yine yukarıda bahsi geçen kitaptan, Samuli Paronan isimli yazardan bir alıntı “Gerçek kazananlar rekabet etmez” İronik olarak, bu tutum onları uluslararası rekabetin başına koydu. Finlandiya eğitim sistemi, yapay ya da keyfi hak temelli sistemler hakkında endişe duymaz. En iyi okul veya öğrenci listesi bulunmaz. Temelleri öncelik haline getirme Pek çok eğitim sistemi, matematik ve fen bilimlerindeki test puanlarını artırmakla ilgilenip mutlu, uyumlu ve sağlıklı bir öğrenci ortamı sunmayı geri plana atıyor. Finlandiya’nın getirdiği program, temellere geri dönmeye odaklandı. Mükemmel puanlar elde etmek veya giriş puanlarını artırmakla değil okul ve öğrenme ortamını daha adil bir yer haline getirmekle meşgul olundu. 1980’lerden beri, Fin eğitimcileri şu konulara öncelik verdi Eğitim, toplumsal eşitsizliği dengelemek için bir araç olmalıdır. Tüm öğrencilere ücretsiz okul yemekleri verilmelidir. Sağlık hizmetlerine erişim kolaylığı sunulmalıdır. Psikolojik danışmanlık verilmelidir. Bireysel rehberlik yapılmalıdır. Kolektif bir eşitlik ortamı, Finlandiya’nın kendine çizdiği yol oldu. Okula daha geç yaşta başlama Finlerin değiştirdiği küçük ama önemli noktalardan birisi. Okula başlama yaşı 7. Bu aslında sadece, çocukların çocuk olmasına izin vermekten başka bir şey değil. Fin çocuklarının zorunlu olarak katılması gereken eğitim süreci 9 yıl. Dokuzuncu sınıfa veya 16 yaşından sonra her şey isteğe bağlıdır. Geleneksel üniversite diplomasını geçen profesyonel seçenekler sunma Geleneksel eğitim sisteminde çocuklar güncellenmeyen müfredatlara bağlı kalmak zorunda kalıyor. Anaokulundan itibaren her sınıf bir sonraki sınıfa hazırlanma şeklinde geçiyor. Öğrenciler mezun olduktan sonra ise ne yapacaklarını bilemeyen, borç içinde birer birey olarak hayata atılıyor. Finlandiya bu problemi, öğrencinin eğitimine devam etmesi için eşit derecede avantajlı seçenekler sunarak çözüyor. Kolej eğitimli ticaret okulu veya işçi sınıfına daha az odaklanmış bir çatallanma var. Her iki yol da eşit derecede profesyonel ve tatmin edici olabilir. Öğrencilerin üniversiteye kabullerini belirleyen Yeterlilik Sınavı’na hazırlayan üç yıllık bir “Üst Ortaokul” kavramı bulunuyor. Bu test genellikle öğrencilerin lise döneminde edindikleri uzmanlıkları doğrultusunda yapılıyor. Sonrasında ise çeşitli kariyerlere yönelik öğrencileri eğiten üç yıllık bir mesleki eğitim programı bulunuyor. Bu öğrenimden sonra, öğrenciler isterse yeterlilik sınavıyla üniversitelere başvurabiliyor. Daha az yorucu okul günlerine uyanma Finlandiya’da öğrenciler genellikle saat 900-945 arasında okula başlıyor. Araştırmalar, erken başlangıç zamanlarının öğrencilerin sağlığına ve olgunlaşmasına engel olduğunu gösteriyor. Ülkede dersler bu yüzden daha geç başlar ve saat 1400-1445 arasında biter. Daha uzun ders saatleri ve daha uzun ders araları bulunur. Genel sistem, öğrencileri bilgiye boğmak için değil bütüncül bir öğretim sağlayabilmek üzere düzenleniyor. Aynı öğretmenlerden tutarlı eğitim Fin okullarında daha az öğretmen ve öğrenci vardır. Devasa bir oditoryumda öğrencilere ders verilirken onlarla bireysel olarak ilgilenilmesi beklenemez. Finlandiya’da, öğrenciler çoğunlukla 6 yıla kadar aynı öğretmenlerle çalışır. Bu sürede, öğretmen bir akıl hocası ya da bir aile bireyi olma rolünü üstlenir. O yıllarda inşa edilen karşılıklı güven ve bağlar, her iki tarafın birbirini tanımasını ve saygı duymasını sağlar. Farklı ihtiyaçlar ve öğrenme şekilleri bireysel olarak farklılık gösterir. Finli öğretmenler öğrencilerin kendine özgü ihtiyaçlarını anlar ve buna göre hareket eder. İlerlemeleri için doğru bir çizelge oluştururlar ve bu süreçte hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olurlar. Bir sonraki öğretmene ise geçiş yoktur, çünkü böyle bir düzen yoktur. Rahat bir atmosfer Finlandiya eğitim sisteminde genel bir eğilim vardır Daha az stres, daha az sistematik düzenleme ve daha fazla şefkat. Öğrenciler genelde günde sadece birkaç derse girer. Gün içinde genellikle 15-20 dakikalık, öğrencilerin çıkıp esneme yapmaları, temiz hava almaları ve gerginliklerini atmaları için zaman dilimleri bulunur. Bu tür ortamlara öğretmenler de ihtiyaç duyar. Öğretmenlerin odaları, oturup dinlenebilecekleri, rahatlayabilecekleri, güne hazırlanabilecekleri veya sadece sosyalleşebilecekleri şekilde tasarlanmıştır. Neticede öğretmenler de birer insan ve kendilerini en iyi şekilde ortaya koymaları için onlar da bu ortamlara ihtiyaç duyar. Daha az ödev ve okul dışı çalışma gereksinimi OECD’ye göre, Finlandiya’daki öğrenciler, dünyadaki diğer herhangi bir öğrenciden daha az okul dışı çalışma ve ödev miktarına sahip. Her akşam, ortalama yarım saat okul çalışmalarıyla ilgilenirler. Ayrıca Finli çocukların özel öğretmenleri de yoktur. Buna rağmen diğer ülkelere nazaran çok daha yüksek performans gösterirler. Finli öğrenciler, okulda yapılması gereken her şeyi ek baskılar olmadan yapıyor. Notlar ve yoğun çalışma hakkında endişelenmeden, en önemli konuya odaklanarak kendilerini geliştirebiliyorlar Bir insan olarak öğrenme ve büyüme. Kaynak Weforum Ben

finlandiya da neden özel okul yok