2oB9nWx. July 22nd, 2020Dua meant to combat every distress, problem, hurdle, and sadness in life. Dua through one can get instant help from ALLAH The Creator. No matter how hard and impossible it is. Do not ever underestimate the powerful outcomes of this awesome dua mentioned in Hayyu Ya Qayyum Bi Rahmatika Astagheeth Full Dua+HadithThis supplication Ya Hayyu Ya Qayyum Bi Rahmatika Astagheeth is one of those that always receive a response from ALLAH The see the Arabic Transliteration of this in the above wallpaperEnglish Transliteration Ya Hayyu Ya Qayyum Bi Rahmatika AstagheesEnglish Translation Ya Hayyu Ya Qayyum Bi Rahmatika AstagheesHindi Transliteration या हय्यु या क़य्यूमु बिर’हमतिका अस्तग़ीसुHindi Translation ऐ ज़िन्दाह ऐ क़ायम रहने वाले मैं तुझसे तेरी रहमत की मदद माँगता हूँAl-Hayyu Qayyoomu means The Ever-Living, the One Who sustains and protects all that exists. This is a part of The Verse of The Throne in the Noble Quran Surah 2, Al-Baqarah, Verse/Ayat 255 which is also known as Ayat-ul-Kursi in this particular word Al-Hayyu of the verseThe word Hayyu means the living’ in Arabic. Out of the divine names, the introduction of this word is to emphasize that HE is Ever-living and Ever-lasting. HE is above and beyond is the only one who is ever-living and who will be living eternally. Everything will perish except this particular word Qayyoomu of the verseThis word Qayyoomu is derived from Qiyaam’ which literally means to stand We do in Salah’. Qa’im’ refers to the one who stands. The words Qayyum’ and Qayyaam’ are forms of mean The One Who HIMSELF stands firmly and keeps others sustained and supported, all is Read→ Dua To Get ALLAH’s Love→ Dua to Read Before DyingWhat Ali Said About ya-Hayyu QayyoomuSayyidina Ali May ALLAH be please with Him saysThere was a time during the battle of Badr when I wished I could see what the Holy Prophet ﷺ was doing. On arrival, I saw Him in the state of prostration Sajdah, constantly saying ya-Hayyu Qayyoomu ya-Hayyu Qayyoomu Hadith Regarding Ya Hayyu Ya Qayyum Bi Rahmatika AstagheesAnas bin Malik said“Whenever a matter would distress Him, the Prophet ﷺ would sayO Living, O Self-Sustaining Sustainer! In Your Mercy do I seek relief Ya Hayyu Ya Qayyum Bi Rahmatika Astagheeth.’” And with this chain, that he said “The Messenger of ALLAH ﷺ said Be constant with “O Possessor of Majesty and Honor ya Zal Jalaali Wal Ikraam.’”Jami’ At-Tirmidhi 3524 Grade Hasan DarussalamAbu Hurairah narrated thatWhen a matter would worry the Prophet ﷺ, he would raise his head up toward the sky and say“Glory is to ALLAH, the Magnificent Subhaan ALLAHil-Azeem.” And when he would strive in supplication; he would say “O the Living, O Sustainer Ya Hayyu yā Qayyoom.”Jami’ At-Tirmidhi 3436 Grade Da’if DarussalamIn The Noble Quran, Surah 2, Al-Baqarah, Verse/Ayat 152, ALLAH The Exalted saysفَاذْكُرُونِي أَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُوا لِي وَلَا تَكْفُرُونِRemember ME, then, and I will remember you. And be thankful to ME, and be not ungrateful to 152 asks men to “remember” HIM as the Supreme Benefactor, and to render HIM thanks by being obedient. As long as they do so, ALLAH will “remember” them in showering on them His material and spiritual verse ends with the reminder that men should not be ungrateful to ALLAH in denying His blessings or in being one who remembers ALLAH through HIS lovely names will indeed be benefits here and in the The Messenger of ALLAH ﷺ said Be constant with ya Zal Jalaali Wal Ikraam O Possessor of Majesty and Honor.The Merits of Dhikr Remembrance of ALLAHThe merits of Dhikr Remembrance are, indeed, The Majestic says that so long as HIS servant keeps remembering Him and his lips keep moving in Dhikr, ALLAH remains with a man “remembers” ALLAH, He too “remembers” or “Remembrance” essentially pertains to the heart, but in so far as the tongue is the interpreter of the heart the oral recitationof a Divine Name or a verse of the Holy Qur’an is also described as Dhikr. In other words, oral Dhikr can be worth the name only when itis accompanied by the “remembrance” of the heart.→ ALLAH Will Replace With Something Better→ Dua La Ilaha Illa Anta Subhanaka-Ayat-E-KareemaBenefits of Ya Hayyu Ya Qayyum Bi Rahmatika AstagheesLikewise, Prophet ﷺ recite this dua in the state of prostration while in the battle of Badr. Therefore, ALLAH provided instant help to is in need of any sort of help from ALLAH. No matter how difficult the situation is. Just make ablution and do prostration then start reciting this resolve any problem, issues, hurdles of life. To get quick help from ALLAH. Recite this dua more and more and pray to ALLAH The you really like this post then do not forget to earn rewards by subscribing and sharing this post with ya ALLAH Community!Subscribe YouTube Channel→yaALLAH Website OfficialInstagram par Follow Kijiye→
İSM-İ AZAM DUASI“Ya Hayyu Ya Kayyum” zikrinin fazileti nedir? Hz. Ali -kerremallahu veche- anlatıyor “Bedir Harbi başlayınca bir müddet savaştım. Sonra Resûlullah ne yapıyor diye bakmak için hızla yanına vardım. Bir de baktım ki, Allah Resûlü secdeye kapanmış, durmadan يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ، يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ Yâ Hayyu yâ Kayyûm, Yâ Hayyu yâ Kayyûm Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah’ım, Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah’ım!» diye niyâzda bulunuyor, bundan başka bir şey söylemiyorlardı. Oradan ayrıldım, biraz daha savaştım ve tekrar geldim. Yine secde hâlinde aynı şekilde Allah’a yalvarıyorlardı. Savaşa tekrar döndüm. Bir müddet sonra tekrar geldiğimde Allah Resûlü aynı şekilde duâ ediyorlardı. Nihâyet Allah Teâlâ ona yardım ve fetih kapılarını açtı.”[1] “Ya Hayyu ya Kayyum! Bi rahmetike esteğîsu.” “Ey daima hayatta olan Hayy, bütün varlıkları ayakta tutan Kayyum! Rahmetinin hakkı için senden yardım istiyorum.”[2] İSM-İ AZAM DUASI İsm-i Azam duası nedir? İşte sadece Peygamberlerin bildiği dua, duaların en büyüğü İsm-i Azam duası… “İsm-i Âzam” Allah’ın en büyük ismi mânâsına gelen bir tâbirdir. Kur’ân-ı Kerîm’de “ism” kelimesi yirmi âyette Allah’a nisbet edilmekle birlikte azam sıfatıyla bir niteleme yer almamaktadır. Bir âyette Rabbin isminin yüce olup hayırlara vesile teşkil ettiği ifâde edilmiş er-Rahmân 55/78, iki âyette “ism-rabbik” terkibine “azîm” sıfatı el-Vâkıa 56/96; el-Hâkka 69/52, bir âyette de aynı terkibe “alâ” nitelemesi eklenmiştir. el-Alâ 87/1 Ancak bu âyetlerin üçü de Rabbin isminin tenzih edilmesini emretmektedir. Müfessirler genelde bu tenzihin Allah’ın zâtına râci olduğunu kabul etmekte ve isim kelimesinin bir vâsıta vazîfesi üstlendiğini veya sıfat mânâsına geldiğini belirtmektedir. Taberî, XXX, 189-190; Zemahşerî, IV, 738; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîĥu’l-ġayb, XXXI, 136-138 İSM-İ ÂZAM DUASI İLE İLGİLİ HADİSLER İsm-i Âzam hakkında nakledilen hadislerden Esmâ bint Yezîd, Ebû Ümâme, Büreyde b. Husayb, Enes b. Mâlik ve Hz. Âişe yoluyla gelen rivâyetler İbn Mâce’nin es-Sünen’inde mevcuttur. “Duâ”, 9 Bunların dışında kalan ve dolaylı olarak İsm-i Âzam’ı ilgilendiren rivâyet ise Übey b. Kâb yoluyla gelmiştir. Müsned, V, 142; Müslim, “Salâtü’l-müsâfirîn”, 258; Ebû Dâvûd, “Vitir”, 17 Adı geçen ilk iki sahâbî ile Übey b. Kâb’dan gelen rivâyetlere göre Hz. Peygamber İsm-i Âzam’ın Bakara, Âl-i İmrân ve bir rivâyette Tâhâ Sûresi’nde yer alan “Allāhü lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyü’l-kayyûm” الله لا اله الا هو الحيُّ القيُّوم cümlesinden ibaret olduğunu söylemiştir. Büreyde ve Enes b. Mâlik yoluyla gelen rivâyetlerin metinleri farklı kelimelerle de olsa evvelki metin gibi tevhid ilkesini içermekte ve Resûl-i Ekrem’in şu ifâdesiyle sona ermektedir “Bu duâyı yapan Allah’ın İsm-i Âzam’ı ile dilekte bulunmuş olur. Allah, İsm-i Âzam’ı anılarak kendisinden talepte bulunulduğunda talebi yerine getirir, İsm-i Âzam’la duâ edildiğinde duâyı kabul eder.” Müsned, III, 120, 158, 245, 265; V, 350, 360; İbn Mâce, “Duâ”, 9 Muhaddis İbn Hacer’in, İsm-i Âzam hakkında nakledilen rivâyetlerin sened açısından tercih edilmeye en uygun olanı diye nitelediği Büreyde hadisi Fetĥu’l-bârî, XII, 527 birkaç kelime farkı ile İhlâs Sûresi’ne benzemektedir “Allahım! Senin Allah, âhad ve samed oluşunu, doğurmak, doğmak, dengi ve benzeri bulunmak gibi beşerî özelliklerden münezzeh bulunuşunu vesile edinerek senden talepte bulunuyorum.” اللهم إني أسألك بأنك أنت الله الأحد الصمد الذي لم يلد ولم يولد ولم يكن له كفواً أحد İSM-İ ÂZAM DUASININ SIRRI Hz. Âişe’den gelen iki rivâyetin birinde Resûlullah’ın yaptığı bir duâda Allah’ın asîl tâhir, tayyib, mübarek ve zâtınca en sevimli ismiyle tevessül ettiği, ayrıca bu isim aracılığıyla duâ edildiği, dilekte bulunulduğu, rahmet ve lutufkârlığı talep edildiğinde Cenâb-ı Hakk’ın kabul ile mukâbelede bulunacağının bildirildiği ifâde edilmiş İbn Mâce, “Duâ”, 9, ancak isim hakkında bir açıklama yapılmamıştır. Esmâ-i hüsnâ içindeki üstün konumu göz önünde bulundurulduğu takdirde bunun Allah ismi olabileceğini söylemek mümkündür. İsnadında bazı problemlerin olduğu ifâde edilen aynı rivâyetin devamında kaydedildiği üzere Hz. Âişe, duâların kabulüne vesile olan ismi öğretmesini Resûl-i Ekrem’den istemiş, ancak olumlu cevap alamamıştır. Bunun üzerine Âişe iki rekat namaz kılıp içinde Allah, Rahmân, Ber ve Rahîm isimleriyle “senin bütün güzel isimlerin” ifâdesinin geçtiği bir duâ okumuş, duâyı dinleyen Resûlullah, “Benden öğrenmek istediğin isim duânda yer alan isimler arasında bulunmaktadır” demiştir. İSM-İ ÂZAM İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER Âlimlerin İsm-i Âzam ile ilgili görüşlerini üç noktada toplamak mümkündür. 1- Başta Cafer es-Sâdık, Cüneyd-i Bağdâdî, İbn Cerîr et-Taberî, Ebü’l-Hasan el-Eşarî, İbn Hibbân ve Bâkıllânî olmak üzere bazı âlimler İsm-i Âzam diye bir şeyin bulunmadığını söylemişlerdir. Fahreddin er-Râzî, Levâmiu’l-beyyinât, s. 92-94; İbn Hacer, XII, 526 Buna göre rivâyetlerde yer alan Âzam kelimesi “büyük, yüce” mânâsındaki azîm yerine kullanılmış olup buradaki yücelik harflerden oluşan isme değil onun delâlet ettiği zâta aittir. Kul samimiyetle duâ ettiği takdirde dileği kabul edilir. 2- İsm-i Âzam aslında var olmakla birlikte Kadir gecesi, duâ ve ibâdetlerin makbul olduğu Cuma gününde gizlenmiş husûsî vakit gibi sadece Allah tarafından bilinmektedir. Ayrıca bu ismin Esmâ-i Hüsnâ içinde bulunduğunu söylemek veya kulun duygulandığı her ilâhî ismin İsm-i Âzam olabileceğini kabul etmek de mümkündür. Süyûtî, II, 135-136 3- İsm-i Âzam mevcut olup insanlar tarafından bilinmektedir. Bu telakkiye göre sözü edilen isme “en büyük” denilmesinin sebepleri sadece kâinatı yaratan ve yöneten en yüce varlığa nisbet edilmesi, içeriğinin zengin ve sevabının çok olması ve duaların kabulüne vesile teşkil etmesi gibi hususlardır. İbn Hacer ve Süyûtî, İsm-i Âzam’ın niçin ibaret olabileceği konusunda ileri sürülen görüşleri benzer bir şekilde sıralamışlardır. Fetĥu’l-bârî, XII, 526-527; el-Ĥâvî li’l-fetâvâ, II, 136-139 Bu tür listelerde kaydedilen metinlerin bir kısmı yukarıda sözü edilen hadislere dayanmakta, bir kısmı da şahsî tahminlerle belirlenmektedir. Süyûtî’nin listesinde on altıya kadar çıkan bu metinlerin başında Allah ismi veya O’na râci “hüve[hû]” zamiri gelmektedir. En uzunu bir satır tutan metinlerde işlenen ortak tema Allah’ın birliği, engin merhameti ve kâinatı yaratıp yönetmesidir. HZ. YUNUS’UN DUASI İsm-i Âzam metinleri arasında yukarıda zikredilenlerden başka besmele, kelime-i tevhîd, Esmâ-i Hüsnânın tamamı, Allahümme, rabbi rabbi, mâlikü’l-mülk, zü’l-celâli ve’l-ikrâm ve Hz. Yûnus’un –aleyhisselâm- duâsı olan “Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn” لا اله الاّ انت سبحانك انى كنت من الظالمين ibareleri kaydedilebilir. Şiî âlimlerinin İsm-i Âzam hakkındaki genel kanaatleri de farklı bir vaziyet arzetmemektedir. Onlardan nakledilen rivâyetlerin birinde Muhammed el-Garavî, s. 63 İsm-i Âzam’ın imamlardan ibaret olduğu, âmellerin makbul sayılabilmesi için Şiî imamlarının tanınıp benimsenmesinin gerektiği yolundaki telakkiye itibar etmek mümkün değildir. İsm-i Âzam hakkında nakledilen rivâyetlerle ileri sürülen fikirlerin incelenmesinden anlaşılacağı üzere böyle bir ismin mevcudiyeti kesin olarak sabit değildir. Sahih-i Müslim’de yer alan “Śalâtü’l-müsâfirîn”, 258 ve aslında İsm-i Âzam adını içermeyen Übey b. Kâ’b rivâyetinin dışında konuyla ilgili olarak Sahîhayn’de herhangi bir nakle rastlanmamıştır. Diğer bazı hadis kaynaklarında yer alan rivâyetler isnad açısından pek sağlam görülmemiş ve bu sebeple naslarda geçmeyen bazı İsm-i Âzam metinlerinin tesbiti cihetine gidilmiştir. Ancak bu tür tesbitler herkesi ilgilendiren bir konuma sahip olmayıp sadece belirleyicisini veya mânevî yönelişi ona paralel olanları etkileyebilir. Bütün ilâhî isimlerin mânalarını içerdiği göz önünde bulundurularak Allah lafzına öncelik vermek, buna besmeleyi ve kelime-i tevhîdi de eklemek mümkündür. İSM-İ AZAM DUASI İLE İLGİLİ İDDİALAR İsm-i Âzam ile alâkalı olarak rivâyet edilen hadisler ve bu konuda ciddi âlimler tarafından ileri sürülen fikirler bu isim aracılığıyla duâların kabul edilmesi hedefine yöneliktir. Dua ruhun yücelişi ve kulun Allah’ı kendisine yakın hissedişinden ibaret olduğu el-Bakara 2/186, ayrıca ibadetin özünü teşkil ettiğine göre Tirmizî, “Duâ”, 1 İsm-i Âzam’la maddî sonuçların değil mânevî kazançların elde edilebileceği açıktır. Bu sebeple mevcudiyeti kesin olmayan, eğer varsa hangi isimden veya isimler grubundan oluştuğu bilinmeyen İsm-i Âzam’ı Hurûfîlik alanına çekip ondan maddî sonuçlar beklemek din, bilim ve akılla uzlaştırılması mümkün olmayan bir davranıştır. Bu tür telâkkiler arasında İsm-i Âzam’ın hastalıklara şifâ olduğu, büyüyü bozduğu, iki kişi arasında sevgi veya nefretin doğmasını sağladığı, seyir hâlinde olan gemiyi durdurduğu vb. iddialar zikredilebilir. Ahmed b. Ali el-Bûnî, s. 86-89; Muhammed el-Garavî, s. 58-59
ESMAUL-HUSNA - Sırru'l-Esrar Rasulullah sallallahu Teâlâ aleyhi vesellem efendimiz ebu Hureyre radıyallahu anhu tarafından rivayet olunan hadisi şerifte عَنْ أَب۪ى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ اللّٰهَ تَعَالٰى عَزَّ وَجَلَّ تِسْعَةً وَتِسْع۪ينَ اِسْمًا مِنْ أَحْصَاهَا دَخَلَ الْجَنَّةَ "Şüphesiz ki, Allahu Tealanın doksan dokuz ismi vardır. Onları mânalarını anlayıp inanarak ezberleyip okuyan cennete girer"[1] deyi buyurmuştur. ESMAU’L-HUSNA ÇEKİLİŞ TARİFİ Doksan dokuz Esmau’l-Husnayı çekmek isteyenler. Esmadan evvel kısa duasını okur. Cemaatten bir kişi sesli okur diğerleri kendileri duyacak kadar takip ederler. Cemaatin içinden bir tanesi esmaları baştan ya Allah celle celaluhu söyler toplum cematte söyleyen arkadaşlar arkasından hep beraber söyleyip uyarlar. Yazılı olan esmaların manası yanına yeni yazı ile açıklaması yazılmıştır. Esmalar okurken yalnız Arapça olan ismi okunur. Yeni yazı ile yazılan anlamı okunmaya hacet değil. Ya Rahman sayısı yüzü bulunca Ya Rahmanu celle celaluhu der öbür esmaya geçer. Yani cematten bir tanesi esmaları söyler, cematte onunla beraber esmaları söylerler. Bitince sonunda celle celalühü denilir öbür esmaya geçilir. Esmanın çekme usulü Herkeslerin okuyup anlaması için tarifini yeni yazı ilede yazıyoruz. Her esma yüz sefer söylenmesi lazım. Önceden toplumda cemaate bakılır. Kaç kişi ise ona göre hesap olunur. On kişi olsa onar tane söylenir yüz olmuş olur. Cemaat yirmi kişi olsa beşer sefer okunur yüz olmuş olur sayıları tam denk gelmez ise esmayı çektiren kişi yanına anlayışlı bir iki kişi alır yüzden fazla olmasın. Yüzden eksik olur ise çektiren kişi yanındaki iki veya üç kişiye taksim yapıp her esmanın noksan kalanını, o üç kişi kendileri duyacak kadar okur tamamlarlar. Kaç adet noksan oldu ise tamamlarlar. Yüz adet nohut sayılır bir ufak torba içerisine konulur cemaate taksim yapılır. Fazla kalan nohutlar iyi okuyan birkaç kişiye taksim yapılıp sayı tamamlanır. دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى جَكْمَه اُوسُولُو هَرْ اَسْمَا يُوزْ عَدَتْ جَه كِيلِرْ. هَرْ اَسْمَا يُوزْ عَدَتْ بِتِنْجَه سُونُونْدَه جَلَّ جَلَا لُهُ دِيرْ. اِيكِنْجِيَه كَجَرْ جَمَاعَتِنْ صَايِسِنَه كُورَه اُولُورْ، يَعْنِى جَمَاعَتْ اُونْ اُولْسَه اُونْ كِشِى اُونْ كَرَّه اُوقُوسَه يُوزْ اُولُورْ، بَشْ كِشِى اُولْسَه يِرْمِى كَرَّه اُوقُونُورْسَه يُوزْ اُولُورْ، جَمَاعَتِنْ اِيجِنْدَنْ بِرْ طَانَسِى سَسْلِى اُولَارَاقْ اُوقُورْ، جَمَاعَتْ دَه اُونُوطَاقِبْ اِيدَرْلَرْ. أُونْجَه قُرْآنْ اُوقُونُورْ، صُكْرَه هُوظُورُ قَلبْ اِيلَه طَضَرُّعْ، نَيِازْ اِيلَه، اَغِيرْ اَغِيرْ جَكْمَيَه دَوَامْ اُولُونُورْ. بُواَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى دُعَاسِنِى تَمَامًا اُوقُيُوبْ صُكْرَه دُعَاسِنِى اِيدَنْلَرِكْ دُعَاسِى قَبُولْ يُولُنْدَه دَوَامْ وَثَبَاتْلِى اُولْمَقْ، خُلُوصُ اِعْتِقَادْ اِيلَه، بُو يَازِيلِى شَكِلْدَنْ بَاشْقَه بِرْشَىْ قَاتْمِيَه رَقْ اُوقُنُورْ اِيسَه مُحَقَّقْ دُعَا قَبُولْ اُولُورْ * اِنْشَااَللّٰهُ تَعَالٰى، هَرْنَه اِسْتَنَه جَكْ اِيسَه هَبْسِى اِيجِنْدَه دِيرْ. دُوعَالَرِمِزِكْ قَابُولُو اِيجُونْ، قَرْنِمِزِى حَلَالْ لُوقْمَا اِيلَه يِرْ، شُبْهَ لِلَرْدَنْ صَاقِنْجَه لِى اُولاَرَقْ، هُوظُورُ قَلبْ اِيلَه، بُو اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى يَه دَوَامْ اُولُونُورْ اِسَه جَنَابِ حَقْ دُعَامِزِى قَبُولْ اِيدَرْ، اِنْشٰٓاءَاللّٰهُ تَعَالٰى* ESMAÜ’L-HUSNA دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى بِسْـــــمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يم اَللّٰهُمَّ اِنّ۪ى اَسْئَلُكَ، وَاَعُوذُبِكَ، وَاَتَوَسَّلُ اِلَيْكَ، وَاَتَوَجَّهُ اِلَيْكَ، وَاَتَضَرَّعُ اِلَيْكَ، بِاَسْمٰٓائِكَ الْحُسْنٰى هُوَاللّٰهُ الَّذ۪ى لٰٓا اِلٰهَ اِلّٰا هُوَ يَا اَللّٰهُ جَلَّ جَلَا لُهُ يَا رَحْمٰنُ Dünyada kafire, mü’mine merhamet eden يَا رَح۪يمُ Ahirette yalnız mü’minlere merhamet eden يَامٰلِكُ Bütün mülkün sahibi يَاقُدُّوسُ Ayıplardan temiz يَاسَلٰامُ Ayıptan selâmette, يَامُؤْمِنُ Kullarını zulümden emin edici يَامُهَيْمِنُ Görüp gözeten يَاعَز۪يزُ Her nesnenin üzerine galip ve aziz olan يَاجَبَّارُ Ey halkın halini islah eyleyen يَامُتَكَبِّرُ Şanı yüce يَاخَالِقُ Eşyayı halk eyleyici يَابَارِئُ Eşyayı alemdeki nizamına uygun yaratıcı يَامُصَوِّرُ Her şeylerin suretini yaratıcı يَاغَفَّارُ Bütün günahları af eyleyici يَاقَهَّارُ Her güçlere galip gelici يَاوَهَّابُ Hem bağışlayıcı hemde kullarına çeşitli nimetler verici يَارَزَّاقُ Cümle yaratılmışlara rızk verici يَافَتَّاحُ Rahmetini artırıp açan يَاعَل۪يمُ Her şeyleri bilici يَاقَابِضُ Dilediğini açan dilediginin rızkını daraltan يَابَاسِطُ Rızkı ve gayrileri rahmetiyle hem açan hem kısan يَاخَافِضُ İnsanları hem zelil hem aziz eyleyici يَارَافِعُ Dilediğini yükseltip aziz eyleyen يَامُعِزُّ Dostlarına izzet verip aziz eyleyici يَامُذِلُّ Düşmanlarını hor ve hakir eyleyici يَاسَم۪يعُ Her şeyleri işitici يَابَص۪يرُ Her şeyleri kuvvetli görücü يَاحَكَمُ Her şeye hükmeden يَاعَدْلُ Ey adil adalet sahibi يَالَط۪يفُ İkramı lütfu ihsanı bol olan يَاخَب۪يرُ Her nesnelerden haberdar olan يَاحَل۪يمُ Günahları af eyleyip yumuşaklılıkla muamele eyleyen يَاعَظ۪يمُ Azamet sahibi gücüne erişilmeyen يَاغَفُورُ Çok bağışlayan günahları af edici يَاشَكُورُ Yapılan ibadetlerin mükafatını veren يَاعَلِىُّ Her şeyden münezzeh ve yüce olan يَاكَب۪يرُ Her kudret üzerine kudreti kafi gelen يَاحَف۪يظُ Yaratılan halkı kötülüklerden saklayıcı يَامُق۪يتُ Her şeye kadir her işleri gören يَاحَس۪يبُ Kulların her hisabına kafi olan يَاجَل۪يلُ Her şeyler ona nisbetle hakirdir يَاكَر۪يمُ İkramı hayrı yardımı menfati çok olan edici يَارَق۪يبُ Her şeyleri görüp hafız olan يَامُج۪يبُ Ey duaları kabul edip icabet eden يَاوَاسِعُ Rahmetiyle herşeyi kuşatan يَاحَك۪يمُ Hüküm ve hikmet sahibi يَاوَدُودُ Ey muti kullarını sevici يَامَج۪يدُ Lütfu ihsanı bol olan يَابَاعِثُ Ölüleri tekrar diriltici. يَاشَه۪يدُ Her şeyler O’nun nazarından gaip olmaz يَاحَقُّ Varlığı gerçek ve sabit olan يَاوَك۪يلُ Kullarını koruyup rızklarına kefil olan يَاقَوِىُّ Kudreti tamam olup hiçbir şeylerden aciz olmayan يَامَت۪ينُ Herkesten kati kuvvetli olan يَاوَلِىُّ Yani kendine itaat eden müminleri sevici يَاحَم۪يدُ Övülmeye layık olan يَامُحْص۪ى İlmi her şeyi kuşatıp zapt eyleyici يَامُبْدِئُ Yoktan ilk defa, yaratan يَامُع۪يدُ Dünyada hayattan ölüme, ahirette ölümden hayata döndürücü يَامُحْي۪ى Ey hayat verici يَامُم۪يتُ Yani ey öldürücü يَاحَىُّ Diriliği ebedi olan يَاقَيُّومُ Gücü yeten. يَاوَاجِدُ Fakirliğe düşmeyen zengin, hiç kimseye muhtaç olmayan يَامَاجِدُ İkramı geniş olan يَاوَاحِدُ Tek olup benzeri eşi olmayan يَااَحَدُ Bir olan ikiliği kabul etmeyen يَاصَمَدُ İhtiyaçlarını te'min için baş vurulan يَاقَادِرُ Her şeye güç yetiren يَامُقْتَدِرُ Güç sahibi يَامُقَدِّمُ Dilediğini öne alan يَامُؤَخِّرُ Dilediğini tehire bırakan يَااَوَّلُ Varlığının evvelinin evveli olmayan يَاآخِرُ Ahirinin ahiri olmayan يَاظَاهِرُ Varlığını yapmış olduğu sanatlarıyla ayan eden يَابَاطِنُ Mahlukâta bu dünyada cesat gözü ile görünmeyen يَاوَال۪ى Mülkünden tasarruf sahibi olan يَامُتَعَال۪ى Yarattıklarına benzemeyen يَابَرُّ Bütün iyilik ve ihsanın kaynağı يَاتَوَّابُ Tövbeleri kabul eden يَامُنْتَقِمُ İntikam alan يَامُنْعِمُ Nimet veren يَاعَفُوُّ Ey günahları affedici يَارَؤُفُ Çok rahmet, çok şefkat edici يَامٰالِكَ الْمُلْكِ Her şeye tasarruf edici يَاذَالْجَلٰالِ وَاْلاِكْرَامِ Büyük ikram sahibi يَارَبِّ Alemlere nizam verici terbiye edici يَامُقْسِطُ Adaletle taksim edici يَاجَامِعُ Cem eden toplayan يَاغَنِىُّ Kimseye ihtiyacı olmayan يَامُغْن۪ى Zengin eden يَامُعْط۪ى Karşılıksız veren يَامَانِعُ Dilediği kimseyi dilediği şeyden men eden يَاضَارُّ Dilediğine zarar veren يَانَافِعُ Dilediğine fayda veren يَانُورُ Alemleri nuruyla aydınlatan يَاهَاد۪ى Ey doğru yol gösteren يَابَد۪يعُ Eşsiz olarak yaratıp meydana çıkaran يَابَاق۪ى Ebedi olan يَاوَارِثُ Her şey yok olduktan sonrada varlığı devam eden يَارَش۪يدُ Yaratılmışları irşad eyleyen يَاصَبُورُ Âsîlerden intikam almada acele etmeyen, جَلَّ جَلَا لُهُ Doksan dokuz Esmaü’l Hüsna burada bitmiş oldu. Buradan sonrakiler doksan dokuz esma toplu birlikte çekilip bittikten sonra ki sonu ya sabur. Ondan sonrakiler esmanın yapılacak duasıdır. Duasını cemaatten bir kimse yapar, cemaatte âmin derler, duasını bitirirler, inşeallah. وَجَلَّ شَانُهُ وَعَمَّ نَوَالُهُ وَلٰٓا اِلٰهَ غَيْرُهُ * هُوَ اَللّٰهُ الْوَاحِدُ الْاَحَدُ الْفَرْدُ الصَّمَدُ الَّذ۪ى لَمْ يَتَّخِذْ صَاحِبَةً وَلٰا وَلَدً * لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَ لَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ * لَهُ الْاَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى وَلَهُ الْمَثَلُ الْاَعْلٰى وَالصِّفَاتُ الْعُلْيَا فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ * لَيْسَ كَمِثْلِه۪ شَيْئٌ فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ * لَا تُدْرِكُهُ الْاَبْصَارُ وَهُوَ يُدْرِكُ الْاَبْصَارُ وَهُوَ اللَّط۪يفُ الْخَب۪يرُ * يَاحَىُّ يَاقَيُّومُ * يَاذَالْجَلٰالِ وَالْاِكْرَامِ * اِهْدِنَاالصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَ * اَللّٰهُمَّ يَا خَفِىُّ الْاَلْطَافِ * نَجِّنَا مِمَّانَخَافُ * اَللّٰهُمَّ اِنَّا نَسْئَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ * فِى الدّ۪ينِ وَالدُّنْيَا وَالْآخِرَة ِ * اَللّٰهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتَنَا * وَآمِنْ رَوْعَاتِنَا * يَامُقَلِّبَ الْقُلُوبِ * ثَبِّتْ قُلُوبَنَا * عَلٰى طَاعَتِكَ وَد۪ينِكَ * رَبَّنَازِدْنَا عِلْمًا * وَتَوْفِيقًا * وَهُدًى * آمِينْ * اَللّٰهُمَّ احْفَظْنَا عَنِ الْمَوَانِعِ فِى طَر۪يقِ الْوُصُولُ * اِلَيْكَ تَوَفَّنَا مُسْلِمًا وَاَلْحِقْنَا بِالصَّالِح۪ينَ * اَللّٰهُمَّ انْصُرْ مَنْ نَصَرَ الدّ۪ينِ * مُحَمَّدٍ وَاخْذُلْ مَنْ خَذَلَ الْمُسْلِم۪ينَ * بِحُرْمَةِ سَيِّدِنَامُحَمَّدٍ صَلَّى اَللّٰهُ تَعَالٰى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ * وَعَلٰى آلِه۪ وَصَحْبِه۪ اَجْمَع۪ينَ * اَللّٰهُمَّا اغْفِرْلَنَا وَلِوَالِدَيْنِنَا وَلِاُسْتَاذِنَا وَلِمَشَايِخِنَا وَلِمَنْ لَهُ حَقٌّ عَلَيْنَا وَلِجَم۪يعِ الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ * وَالْمُسْلِم۪ينَ وَالْمُسْلِمَاتِ * اَلْاَحْيٰٓاءُ مِنْهُمْ وَالْاَمْوَاتِ * اِنَّكَ سَم۪يعٌ قَر۪يبٌ مُج۪يبُ الدَّعَوَاتِ * بِحُرْمَةِ اَسْمٰٓائِكَ الْحُسْنَى* وَبِحُرْمَةِ حَب۪يبِكَ مُحَمَّدٍۨالْمُصْطَفٰى صَلَّى اَللّٰهُ تَعَالٰى عَلَيْهِ وَسَّلَمَ * يَا اَرْحَمَ الرَّا حِم۪ينَ ... يَارَبِّى بِزْلَرِى رِضٰاءِ شَرِيفِكْدَنْ آيِرَجَقْ عَمَلَّرْدَنْ مُحَافَظَه اَيْلَه * رِضٰاءِ شَرِيفِكَه مُوَافِقْ عَمَلَّرِى يَابْمَيَه بِزْلَرِى مُوَافِقْ اَيْلَه يَارَبِّى * شَيْطَانِ عَلَيْهِ اللَّعْنَه نِكْ بِزْلَرِى اَزْدِرْمَسِنَه مَيْدَانْ وِيرْمَه يَارَبِّى * بِزْلَرِى اُوظَالِمْ دُوشْمَانِكْ شَرِّ نْدَنْ مُحَافَظَ اَيْلَه يَارَبِّ * بِزْلَرِى وَاَوْ لَادْلَرِمِزِى وَذُرِّ يَّاتِمِزِى اِيكِى جِهَانْدَه عَزِيزْ وَمُحْتَرَمْ اَيْلَه يَارَبِّ * دُنْيَانِكْ هَرْتُورْلُو اٰفَاتْ، بَلَا، كَدَرْ وَغَمْ وَاَ لَمْلَرِ نْدَنْ وَشَرْلَرِينْدَنْ مُحَافَظَ اَيْلَه * وَقْتِ مِزْ تَمَامْ اُولْدُوغُنْدَه كَامِلْ اِيمَانْلَه قُرْاَنْدَنْ وَعَفْوِ غُفْرَانْدَنْ اَيِرْمَ يَارَبِّ * اَنَالَرِمِزْ وَبَابَالَرِمِزْ اِيلَه وَجُمْلَه مُؤْمِنْلَرِى بِرْلِكْدَه وَعْدِكْ اُولَانْ جَنَّتِى اَعْلٰى يَه دَاخِلْ اَيْلَه * يَا رَبَّنَا بِزْمْ قَلْبْ لَرِمِزِى كَلِيمَءِ تَوْحِيدِكْ نُورُ يْلَه نُورْلاَنْدِرْ وَمُنَوَّرْاَيْلَه * بِزْلَرَه عَشْقِكِى وِيرْ، شَوْقِكِى وِيرْ، مُحَبَّتِنِى وِيرْ، حَبِيبِكْدَنْ اَيِرْمَا * نَفْسِمِزِى اِصْلاَحْ اَيْلَيُوبْ بِزِى سَكَا يَاقِينْ اُولاَنْ قُوللَّرِكْدَنْ اَيْلَه * بِزْلَرَه هَمْ دُنْيَا اِيلِيكْلَرِينِى، هَمْ آخِرَةْ اِ يِلِيكْلَرِينِى وِيرْ يَارَبِّ * عَذَابِ جَهَنَّمْدَنْ بِزْلَرِى قُورُو، مُحَافَظَ اَيْلَ * يَارَبَّنَا بِزْلَرَه مَرْحَمَتْ اَيْلَه. يَااَرْحَمَ الرَّاحِم۪ينَ * رَبَّنٰا آتِنَا فِى الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِى الْاَخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارْ * وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ وَالصَّلٰاةُ وَالسَّلٰامُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى اٰلِه۪ وَصَحْبِه۪ اَجْمَع۪ينَ * وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ * اَلْفَاتِحَه * ESMAUL HÜSNA Esmaul Hüsna hem eski yazıya göre yazılmış, hemde Türkçe olarak yazılmıştır. Kur’an-ı Kerim okumasını bilenler eski yazıdan, bilmeyenler Türkçe olarak okuyabilirler. Bismillahirrahmanirrahiym “Allâhümme inniy es’elüke ve eûzu bike ve etevesselu ileyke ve eteveccehu ileyke ve etedarrau ileyke bi esmâikel hüsnâ hüvallâhülle-zi Lâ ilâhe illâ hu” Yâ Allâhu celle celâlühu, Yâ Rahmânu, Yâ Rahimu, Yâ Mâliku, Yâ Kuddusu, Yâ Selâmu, Yâ Mü’minu, Yâ Müheyminu, Yâ Aziyzu, Yâ Cebbâru, Yâ Mütekebbiru, Yâ Hâliku, Yâ Bâriu, Yâ Musavviru, Yâ Ğaffâru, Yâ Kahhâru, Yâ Vehhâbu, Yâ Rezzâku, Yâ Fettâhu, Yâ Alimu, Yâ Gâbidu, Yâ Bâsitu, Yâ Hâfidu, Yâ Râfiu, Yâ Muizzu, Yâ Muzillu, Yâ Semîyu, Yâ Basiyru, Yâ Hakemu, Yâ Adlü, Yâ Latîfu, Yâ Habiru, Yâ Halimu, Yâ Azimu, Yâ Ğafûru, Yâ Şekûru, Yâ Aliyyu, Yâ Kebiyru, Yâ Hafiyzu, Yâ Mugiytu, Yâ Hasiybu, Yâ Celiylu, Yâ Keriymu, Yâ Ragibu, Yâ Mucibu, Yâ Vâsiu, Yâ Hakimu, Yâ Vedûdu, Yâ Mecidu, Yâ Bâisu, Yâ Şehiydu, Yâ Hakku, Yâ Vekiylu, Yâ Kaviyyu, Yâ Metiynu, Yâ Veliyyu, Yâ Hamiydu, Yâ Muhsî, Yâ Mubdiu, Yâ Muiydu, Yâ Muhyi, Yâ Mumiytu, Yâ Hayyu, Yâ Kayyumu, Yâ Vâcidu, Yâ Mâcidu, Yâ Vahidu, Yâ Ahadu, Yâ Samedu, Yâ Kâdiru, Yâ Muktediru, Yâ Mukaddimu, Yâ Muahhıru, Yâ Evvelü, Yâ Âhiru, Yâ Zâhiru, Yâ Bâtınu, Yâ Vâli, Yâ Mutâli, Yâ Berru, Yâ Tevvâbü, Yâ Muntekımu, Yâ Mun’ımu, Yâ Afuvvu, Yâ Raûfu, Yâ Mâlikül Mülkü, Yâ Zel Celâli vel ikrâmi, Yâ Rabbi, Yâ Muksitu, Yâ Câmiu, Yâ Ğaniyyu, Yâ Muğniy, Yâ Mu’tiy, Yâ Mâniu, Yâ Darru, Yâ Nâfiu, Yâ Nûru, Yâ Hêdi, Yâ Bediu, Yâ Bâkî, Yâ Vârisu, Yâ Reşiydu, Yâ Sabûru. Celle celâlühu. Doksan dokuz Esmaü’l-Husna burada bitmiş oldu. Buradan sonrakiler doksan dokuz esma toplu birlikte çekilip bittikten sonra ki sonu Ya Sabur. Ondan sonrakiler esmanın yapılacak duasıdır. Duasını ce-maatten bir kimse yapar. Cemaatte âmin derler duasını bitirirler. İnşeallah. “Ve celle şanuhu ve amme nevaluhu vela ilahe ğayruhu Hüval-lahül vahidul ahadül ferdüs samedülleziy lem yettehız sahibeten vela veleden lem yelid velem yuled velem ye küllehu küfüven ahadun. Lehul esmaül hüsna velehül meselül a’la vessıfatül ülya. Fissemavati vel ardı ve hüvel aziyzul hakiymu. Leyse kemislihi şey’un fissemavati vel ardı ve hüves semi ’ul aliym. La tudrikühül ebsaru ve hüve yud-rikül ebsaru ve hüvel latiyful habiyru. Ya Hayyu Ya Gayyumu ya zel celali vel ikramı ihdinas sıratal mustakıyme. Allahümme ya hafiyyül eltafi neccina mimma nehafu. Allahümme inne Nes’elükel afve vel afiyeti fiddiyni veddünya vel ahireti. Allahümmestür avretina ve amin revatina Ya mugallibel gulubi sebbit gulubena ala taatike ve diynike rabbena zidna ilmen ve tevfiykan ve hüdâ. Âmin. Allahümmahfazna anil mevani’i fi tariykıl vusul ileyke teveffena müslimen ve elhıgna bissalihiyne. Allahümmensur men nasaraddiyni Muhammedin vahzul men hazelel müslimine bi hürmeti seyyidina Muhammedin sallallahu teala aleyhi ve selleme ve ala alihi ve sahbihi ecmaiyne. Allahüm-mağfirlena veli valideyna veli üstazına veli meşayıhına veli men lehu hakkun aleyna veli cemi-il mü’miniyne vel mü’minatı vel müslimiyne vel müslimatı el ahya-i minhum vel emvati inneke semi’un garibun mucibut da’veti bi hürmeti esmaikel hüsna ve bi hürmeti habibike Muhammedinil Mustafa sallallahu teala aleyhi ve selleme ya erhamer-rahimiyne” Ya Rabbi, bizleri Rızai Şerifinden ayıracak amellerden muhafaza eyle. Ya Rabbi Rızai Şerifine muvafık amelleri yapmaya bizleri muvaf-fak eyle. Ya Rabbi şeytani aleyhil la’nenin bizleri azdırmasına meydan verme. Ya Rabbi bizleri o zalim düşmanın şerrinden muhafaza eyle. Ya Rabbi bizleri ve evlatlarımızı ve zürriyatımızı iki cihanda aziz ve muhterem eyle. Ya Rabbi dünyanın her türlü afet, bela, keder, gam ve elemlerinden ve şerlerinden muhafaza eyle. Ya Rabbi vaktimiz ta-mam olduğunda kâmil imanla Kur’an’dan ve afvu ğufranından ayırma. Ya Rabbi analarımız ve babalarımız ile ve cümle mü’minleri birlikte vaadin olan cenneti a’laya dâhil eyle. Ya Rabbi bizim kalplerimizi keli-me-i tevhidin nuru ile nurlandırıp münevver eyle. Ya Rabbi bizlere aş-kını ver, şevkini ver, muhabbetini ver, Habibinden ayırma, nefsimizi ıslah eyleyip bizleri sana yakın olan kullarından eyle. Ya Rabbi bizlere hem dünya iyiliklerini hem ahiret iyiliklerini ver. Ya Rabbi azabı ce-hennemden bizleri koru, muhafaza eyle. Ya Rabbena bizlere merha-met eyle ya erhamerrahimiyn. Rabbena atina fiddünya haseneten ve fil ahireti hasanaten ve gına azabennar velhamdulillahi rabbil alemine vesselatü vesselamu ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sah-bihi ecmaine velhamdulillahi rabbil alemine el Fatiha. [1] C. Sağir Muhtasarı 2483/2367. Sırru'l-Esrar
ya allahu ya hayyu ya kayyumu ya vahidu