mEaxO. Trafik sigortasında önemli değişikliğe gidildi ve değer kaybı tazminatından sakatlık tazminatına, vefat tazminatına kadar genel şartlar yeniden belirlendi. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme Denetleme Kurumu SEDDK, trafik sigortasında yeni genel şartları belirledi ve değişiklikler de cumartesi günkü Resmi Gazetede yayımlanarak, uygulamaya girdi. Peki, 25 milyon sürücüyü yakından ilgilendiren trafik sigortasında neler değişti? Madde madde anlatayım ama bir tespitte bulunayım, yapılan bu değişiklikler tamamen tüketicinin lehine; hatta bir adım daha ileri gidersem sigorta şirketlerinin oldukça aleyhine değişiklikler. Açıklanan genel şartlar karışık ve teknik, o nedenle basit şekilde PARÇA ZORUNLU* Hasarlı araçların onarımında tüketiciler ile sigorta şirketleri arasında orijinal yedek parça, eşdeğer yedek parça tartışması yıllardır süregelir. Yapılan değişiklikle bu tartışma artık bitti. Bundan sonra hasar gören araçlarda orijinal yedek parça kullanılacak. Ancak, araç sahibinin onayı alınmak suretiyle ya da hasar gören parçanın orijinalinin olmaması durumunda; eşdeğer veya yeniden kullanılabilir parça ile değiştirilebilecek. Hasar gören parçanın orijinal parça ile değiştirilmesi durumunda araçta oluşacak değer artışı, sigorta şirketlerinin ödeyeceği tazminattan düşülemeyecek.* Trafik kazasında sakat kalanlara sigortadan sürekli sakatlık adı altında tazminat ödeniyordu. Yeni düzenleme ile sürekli sakatlık teminatının adı değişti, sakatlık teminatı GÖREMEZLİK ÖDENEĞİ* Yeni düzenleme ile sigorta şirketleri trafik kazasında sakat kalanlara tedavileri süresince geçici iş göremezlik tazminatı ödeyecekler. Tedavi sürecinin tamamlanması ile sakatlık oranı ve geçici iş göremezlik süresi Sağlık Kurulu raporu ile belirlenecek.* Geçici iş göremezlik süresi ve sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan ve tıbben gerekli olan sürekli bakıcı giderleri de trafik sigortası teminatı kapsamında ödenecek.* Yeni düzenleme ile trafik sigortasında tazminat ödenmeyecek hallere iki ekleme daha yapıldı. Biri, trafik kazasında hayatını kaybeden kişi kazada kusurlu ise geride kalanlar, destekten yoksun kalma tazminatı ya da halk arasında bilinen adıyla vefat tazminatı talep edemeyecek. Bir diğeri ise; terör eylemlerinde ya da terör eylemlerinden doğan sabotajda kullanılan araçların vereceği zararlar trafik sigortasından STANDART* Yeni düzenleme ile yapılan en önemli değişiklik artık trafik sigortasından ödenecek vefat ve sakatlık tazminatlarına standart getirilmesi oldu. SEDDK, tazminat ödenirken hangi tabloların kullanacağını, nasıl bir formül uygulanacağını tek tek belirledi. Böylece artık vefat ve sakatlık tazminatı tek tablo ve tek formül üzerinden hesaplanacak, trafik kazasında hayatını kaybedenlerin yakınları veya kazada sakat kalan vatandaş, direk sigorta şirketine başvuracak, sigorta şirketi yeni belirlenen tazminat yöntemine göre hesaplamayı yapıp, ödeyecek.* Hem sakatlık hem de vefat tazminatı hesaplanırken sigorta şirketleri sadece yüzde iskonto uygulayabilecek.* Yeni genel şartlara göre tazminat hesaplamasında 18-65 yaş arası dikkate alınacak ve kazada ölenlerin yakınlarını ya da sakat kalanların kendisine ödenecek tazminat tutarı buna göre belirlenecek. Tazminat tutarı da kaza tarihindeki vefat edenin ya da sakat kalanın resmi belgeli gelirine göre hesaplanacak. Tazminatlar toplu para şeklinde FİYATI ARTAR MI?* Trafik sigortasında değişiklik kimi, nasıl etkileyecek? Yeni şartlar hem vefat ve sakatlık tazminatında hem de değer kaybı tazminatında tüketicinin lehine olacak şekilde düzenlenmiş. Sigortacılarla konuştum. Onlar ise yeni düzenlemenin trafik sigortasında maliyetleri artıracağını savunuyor ki, mevcut durumda, dövizdeki artıştan dolayı zaten maliyetler neredeyse yüzde 30’lar seviyesinde artmış durumda. Sigortacılar, düne kadar trafik sigortasının fiyatının kamunun belirlediği tavan fiyatın yüzde 25 altında satıldığını, yeni düzenleme ile birlikte bir-iki aya kadar trafik primlerinin tavan fiyata kadar yükseleceğini, sonrasında ise tavan fiyatın bile yetmeyeceğini savunuyor. Benim bu söylemlerden anladığım, önümüzdeki dönemde trafik sigortasının fiyatlarında bir artış olacağı...DEĞER KAYBI TAZMİNATI DA DEĞİŞTİYeni düzenleme ile kaza sonrası hasar gören araçlara trafik sigortasından ödenecek değer kaybı tazminatı da baştan sona değişti. Değişikliklere geçmeden önce kısa bir hatırlatma yapayım. Bu yılın mayıs ayında trafik sigortasında değişiklik yapılmış ve bu değişiklikle değer kaybında tazminatında da düzenlemeye gidilmişti. Buna göre; ticari araçlar ve araç kiralama şirketleri, trafik sigortasından kar kaybı, gelir kaybı, kira kaybı, iş durması gibi tazminatları talep edemeyeceklerdi. Ayrıca sürücüler, küçük hasarlar için değer kaybı tazminatı alamayacaklardı. Yeni yayınlanan trafik sigortası genel şartları ile değer kaybı tazminatı yeniden belirlendi. Onu da madde madde anlatayım.* Artık ticari araçlar, araç kiralama şirketleri de dahil tüm araçlar trafik sigortasından değer kaybı tazminatı alabilecek. Hatta öyle ki, traktörler, römorkler, çekiciler de dahil tüm araçlar için değer kaybı tazminatı ödenebilecek.* Hasar sebebiyle trafikten çekme veya hurdaya çıkarılma işlemi görmüş araçlara değer kaybı tazminatı ödenmeyecek.* Tazminat sigorta eksperleri tarafından ayrıca düzenlenecek değer kaybı raporu ile hesaplanacak.* Değer kaybı tazminatında aracın piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı ve kilometresi, çalışma saati dikkate alınacak. Bu çalışmamızda geçici iş göremezlik zararının tazminine yönelik Yargıtay uygulaması ile tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar sonrasında bu zarardan dolayı sigortacının sorumluluğuna gidilip gidilmeyeceği hususunu irdeleyeceğiz. I Tanımı; TBK.’nun 54. maddesinde “Bedensel zararlar”, “1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” olarak açıklanmıştır. TBK sistematiğinde kazanç kaybı kapsamında değerlendirilen geçici iş göremezlik, kaza geçiren kişinin, kalıcı sakatlık durumu söz konusu olmayıp, bir süre tedavi görmesi, iyileşinceye kadar çalışamaması ve bu yüzden iş ve kazanç kaybına uğramış bulunmasını ifade etmektedir. 1 Öte yandan Yargıtay, çeşitli kararlarında geçici iş göremezlik için “iyileşme süresi” , “mesleki işten kalma süresi” veya “çalışılamayan süre” kavramlarını da kullanagelmektedir. II Geçici iş göremezlik zararının kapsamı; Geçici iş göremezlik tazminatı, sadece kazadan önce elde edildiği halde kazadaki yaralanma nedeniyle çalışılamayıp elde edilemeyen geliri kapsamaktadır. 2 Bu kapsamda çalışma yoksa kazanç kaybı söz konusu olmayacağından geçici iş göremezlik zararı da doğmayacaktır. Nitekim benzer bir davada Yargıtay, olay tarihi itibariyle herhangi bir maddi geliri olmadığından geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin davasının reddine karar veren yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir. 3 Yargıtay 18 yaşından küçük olup aktif çalışması olmayan çocuk yararına da geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilemeyeceğini içtihat etmektedir. 4 Hal böyle iken 18 yaşından küçük olup da, gelir getiren bir işte çalışan aktif çalışması olan kişinin geçici iş göremezlik zararı talep edebilmesi pekala mümkün olmakla birlikte; böyle bir talepte bulunan kişinin gelir getiren bir işte çalıştığına yönelik ispat yükünün kendi omuzları üzerinde olduğunda duraksama olmamak gerekir. 5 Kural olarak devlet memurları, geçici iş göremezlik döneminde maaşlarını tam olarak almakta olduklarından kazanç kaybı oluşmayacaktır. Ancak devlet memurunun geçici iş göremez olduğu dönemdeki zararının kapsamının belirlenmesi için mahrum kaldığı ek ödemeleri olup olmadığının araştırılması, ek ödemenin tespiti halinde ise mahrum kalınan ek ödeme tutarında geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. 6 III Yeni genel şartlar öncesi geçici iş göremezlik tazminatının hesaplanmasına yönelik Yargıtay uygulaması; Öncelikle ifade edelim ki, trafik kazası sonucu iş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirinin belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Yargıtay da bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararının mahkemece resen belirlenmesi gerektiğini, bunun için ise zarar görenin gelir durumunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerekliliğini içtihat etmektedir. 7 Nitekim gerçek zararın belirlenebilmesi, davacının kaza tarihindeki işinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delillerle ortaya konulmasına bağlıdır. Bu meyanda öncelikle davacının kaza tarihine yakın zaman diliminde elde ettiği gelirinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu minvalde olarak Yargıtay, kaza tarihinden yaklaşık bir yıl öncesine ait ücret bordrosu esas alınarak düzenlenen hesap bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını içtihat etmiştir. 8 Davacının çalışan olması durumunda ise, maruz kaldığı trafik kazası sebebiyle geçici iş göremezlik döneminde çalışıp çalışmadığı ve SGK.'dan maaş alıp almadığı hususunun yöntemince araştırılması gerekmektedir. 9 Bu bakımdan mahkemece yapılan araştırma sonucunda çalışan kişinin maruz kaldığı trafik kaza sonucunda istirahatli olduğu dönemde SGK tarafından kendisine ödeme yapıldığının tespiti halinde, mükerrer ödemeye sebebiyet verilmemesi için yapılan bu ödemeler toplamının hesaplanan tazminattan mahsubu gerekmektedir. Geçici iş göremezlik tazminatının kapsamının doğru bir şekilde belirlenebilmesi için, davacının gelirinin tespit edilmesi tek başına yetmemekte; ayrıca davacının yaralanması nedeniyle gördüğü tedavilere göre iyileşme süresinin ve maluliyetinin de kesin şekilde tespiti gerekmektedir. Yargıtay, salt devlet hastanesinden alınan rapor ile sonuca gidilmesini isabetsiz bulmakta ve bu durumu bozma sebebi yapmaktadır. Nitekim Yargıtay, iyileşme süresine yönelik raporların Adli Tıp Kurumundan ya da Üniversitelerin Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlıklarından alınması gerektiğini içtihat etmektedir. 10 Geçici iş göremezlik tespitine yönelik olarak aldırılacak raporların yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre aldırılması gerekmektedir. 11 Mahkemece aldırılan maluliyet raporunda sadece sürekli iş göremezlik oranına yönelik bir tespit olmakla birlikte, geçici iş göremezlik süresine dair bir tespit yok ise, mahkemece davanın reddi cihetine gidilmemeli, öncelikle davacının geçici iş göremezlik süresinin belirlenmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor aldırılmalıdır. 12 Geçici iş göremezlik süresine yönelik olarak dava dosyasında birden fazla çelişkili rapor bulunması halinde, öncelikle raporlar arasındaki çelişkiler giderilmelidir. 13 Yargıtay, geçici iş göremezlik süresi boyunca tam maluliyete göre hesaplama yapılması gerektiğini kabul etmektedir. Yine Yargıtay uygulamasına göre, dava devam ederken davacının vefat etmesi halinde geçici ve sürekli iş göremezlik zararının ve bakıcı gideri zararının, kaza tarihinden ölüm tarihine kadar belirlenerek davacı murisin mirasçılarının miras payları oranında tazminata hükmedilmesi gerekmektedir. 14 Burada ayrıca davacının maddi durumunun olmaması sebebiyle ATK.’ya gidemeyeceğini beyan etmesi karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesinin mümkün olup olmayacağı hususu üzerinde durmak istiyoruz. Yargıtay, böyle bir durumda davanın reddedilmesini bozma sebebi yapmakta, mahkemece mevcut tüm rapor ve belgelerin sağlık raporunu veren hastaneye gönderilerek geçici iş göremezlik durumunun tespit edilmesi ve buna göre davacının geçici iş gücü kaybından kaynaklanan maddi tazminat talepleriyle ilgili sonuca gidilmesini içtihat etmektedir. 15 V Yeni genel şartlar sonrasında geçici iş göremezlik tazminatından trafik sigortacısının sorumlu olup olmayacağı hususu; Öncelikle yeni genel şartların hangi tarih itibari ile uygulama alanı bulacağını irdelemek gerekir. Buna göre yeni genel şartların maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bu durumda kaza tarihi dikkate alınmayacaktır. 16 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarının “Kapsama giren teminat türleri” başlıklı maddesinin “ Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı b bendinde “ Sağlık Giderleri Teminatı Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” düzenlemesi yer almaktadır. Trafik kazasına dayalı cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davalarında, davalı konumunda olan trafik sigortacısı tarafından geçici iş göremezlik zararının “Sağlık Giderleri Teminatı” kapsamında olduğundan bahisle Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sigortacının sorumluluğuna gidilemeyeceği argümanı sıklıkla dile getirilmektedir. Bu bağlamda genel şartlarda geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamı dışında bırakıldığına yönelik daha açık açık ve duru bir düzenleme olmamakla birlikte, Genel Şartların “Kapsama giren teminat türleri” başlıklı b maddesinde yer alan “…trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler…” den kastedilen zarar türünün geçici iş göremezlik zararı olduğu anlaşılmaktadır. Yeni genel şartlar sonrasında akdedilen bir poliçenin yürürlükte olduğu süre irisinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle zarar gören tarafından açılan davada talep edilen geçici iş göremezlik zararından trafik sigortacının sorumlu olup olmayacağına yönelik yol gösterici mahiyette bir Yargıtay kararı tespit edememiş bulunmaktayız. Ancak Yargıtay’ın aksine Bölge Adliye Mahkemelerinin bu konuda içtihatlar geliştirmeye başladıkları görülmektedir. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. ve 40. Hukuk Daireleri geçici iş göremezlik zararından trafik sigaracısının sorumlu olduğuna yönelik kararlar vermeye başlamışlardır. Bu minvalde anılan daireler, tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartların maddesinde tedavi süresine ilişkin çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamında ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de; 6111 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Yasa'nın 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici iş göremezlik tazminatının sayılmadığı, bu durumda, sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik tazminatının da ZMSS teminatları kapsamında kaldığına yönelik tespitte bulunmuşlardır.17 Nitekim biz de İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinin anılan dairelerinin geçici iş göremezlik zararından trafik sigortacısının sorumlu olduğuna yönelik içtihatlarının sorumluluk hukukunun ruhuna uygun olduğunu düşünmekteyiz. Nitekim Yargıtay’ın da yeni genel şartlar öncesine yönelik içtihatlarında isabetle vurguladığı üzere, trafik sigortasının trafik kazaları sonucu üçüncü kişilere verilecek zararların güvence altına alınmasını amaçlayan bir sigorta türü olduğu, bu kapsamda trafik kazası neticesi yaralanan ve geçici yada sürekli iş göremez hale gelen kişinin giderlerinin sadece bir sağlık kuruluşunda yapılan tedavi harcamalarından ibaret olmadığı, trafik kazası sonucu beden bütünlüğü zarara uğrayan kişinin tedavi gördüğü süre ile iyileşeceği süre içinde işlerini göremeyeceği ve bu süre içinde normal hayatını sürdüremeyeceğinden bu dönem için de tam iş göremez olarak kabul edilip buna göre tazminat hesabının yapılması gerektiği, geçici iş göremezlik nedeniyle hükmedilecek tazminatın kusurlu sürücü ve işletenin yanında trafik sigorta poliçesini düzenleyen şirketin de sorumluluğu kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. DİPNOTLAR; 1Çelik Ahmet ÇELİK–“Bedensel Zararlar Nedeniyle Tazminat” 2Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/15584 E. - 2019/8246 K. Sayılı kararı. 3 Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2017/4133 E. - 2019/10949 K. Sayılı kararı. 4Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2019/2939 E. - 2019/9776 K. Sayılı kararında özetle “Davacı ... kaza tarihinde henüz 17 yaşında olup, gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilemediği, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece geçici iş göremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” içtihadında bulunmuştur. Yine aynı daire tarih ve 2017/1003 E. - 2019/9657 K. sayılı diğer bir kararında ise, “ Davacı Şükran kaza tarihinde 12 yaşında olup kaza tarihindeki yaşı itibariyle kazanç getiren herhangi bir işte çalışması söz konusu olamayacağı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden bu zararın oluştuğunun kabulü doğru değildir. Bu nedenle eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” içtihadında bulunmuştur. 5Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/15503 2019/9041 K. Sayılı kararı ile aynı dairenin tarih ve 2016/20454 2019/8447 K. Sayılı kararı. 6Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2016/19010 E. - 2019/8366 K. Sayılı kararında özetle “Davacı ... kaza tarihinde polis memuru olup geçici iş göremezlik döneminde devlet memurlarının maaşlarını tam olarak almaları sebebiyle kazanç kaybı oluşmayacağı göz önüne alınıp, geçici iş göremez olduğu dönemdeki zararının belirlenmesi için mahrum kaldığı ek ödemeleri olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” içtihadında bulunmuştur. 7Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/19993 E. - 2019/8923 K. Sayılı kararı. 8Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2016/18891 E. - 2019/8981 K. Sayılı kararında özetle “Maddi tazminatın zararın hesaplanmasında gelirin doğru olarak belirlenmesi önemli bir yer tutmaktadır. Davacı taraf dava dilekçesi ekinde delil olarak, davacının ... Mağazasında mağaza personeli olarak çalıştığına dair ücret bordrosunu sunmuş, mahkemece hükme esas alınan tarihli hesap bilirkişisi raporunda, davacının ... market işyerinde çalıştığı ve 2014/4-5 aylar itibariyle aldığı ücret oranlanmak suretiyle, asgari ücretin 13,92 katı gelir elde ettiğinin kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Kaza tarihinin tarihi olduğu dikkate alındığında kaza tarihine yakın zaman diliminde davacının elde ettiği gelirinin belirlenmesi gerekmekte olup, kaza tarihinden yaklaşık bir yıl öncesine ait ücret bordrosu esas alınarak düzenlenen hesap bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez. “ içtihadında bulunmuştur. 9Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2016/18418 E. - 2019/8398 K. Sayılı kararında özetle “ Davalılar ... ve ..., davacının geçici iş göremezliğinden SGK.'nın sorumlu olduğunu belirtmiş, mahkemece davacının geçici iş göremezlik döneminde çalışıp çalışmadığı ve SGK.'dan maaş alıp almadığı araştırılmamıştır. Bu itibarla, geçici iş göremezlik tazminatı yönünden yapılan araştırma yetersizdir. Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; uzman bilirkişi heyeti raporuyla 9 aylık geçici iş göremezlik süresi tespit edilen davacının, kazadan sonraki 9 aylık süreçte davacının kazadan sonra fiilen çalışıp çalışmadığı ve çalışmaya başladığı tarihin ne olduğu, davacıya kazadan sonraki 9 aylık süreçte maaş ödemesi yapılıp yapılmadığı, kazadan önce aldığı ancak kaza nedeniyle alamadığı maaşı dışında ek ödemeler bulunup bulunmadığı ile miktarının sorulması; anılan hususların tespitinden sonra, gerekirse rapor düzenleyen bilirkişiden ek hesap raporu alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” içtihadında bulunmuştur. 10Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/20125 E. - 2019/8681 K. Sayılı kararı. 11Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2017/4667 E. - 2019/10980 K. Sayılı kararında özetle “Maluliyete ilişkin alınacak raporlar tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü tarihi ile tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.” içtihadında bulunmuştur. 12Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/15859 E. - 2019/8592 K. Sayılı ilamı. 13 Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2019/2278 E. - 2019/9780 K. sayılı ilamında özetle “ Eldeki davada Adli Tıp uzmanı tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık İşleri Tüzüğü Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği'ne göre düzenlendiği belirtilen tarihli raporda davacının sürekli maluliyetinin %15, iyileşme süresinin 8 ay olduğu belirlenmiştir. Adli Tıp 3. İhtisas Kurumu tarafından hazırlanan tarihli raporda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı iyileşme süresinin 6 ay olduğu, davacı tarafından temyiz dilekçesi ekinde sunulan tarihli Konya Numune Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu raporunda ise davacının maluliyeti %3 olarak belirlenmiştir. Yukarıda anılan raporlar arasında açıkça bir çelişki bulduğu gibi Tüzük hükümlerinin, Yönetmelik hükümlerinin esas alındığı açıkça belirlenmemektedir. Yapılacak iş, Adli Tıp Genel Kurulundan kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği'ne uygun, tarafların itirazlarını karşılar nitelikte ve çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınarak usuli kazanılmış haklara da dikkat edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir. “ içtihadında bulunmuştur. Benzer karar için bakınız Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/19896 E. - 2019/8912 K. Sayılı ilamı 14Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 018/11 E. -2019/12010 K. Sayılı kararında özetle “ Açıklanan tüm maddi ve hukuki vakıalar karşısında mahkemece; davanın devamı sırasında ölen davacı ...’nun davada taraf olma ehliyetinin son bulduğu, davacının malvarlığına ilişkin olan tazminat haklarının mirasçılarına geçtiği, ölüm ile kişilik hakları ve vekillik ilişkisi son bulduğundan karar tarihinden önce öldüğü anlaşılan davacı ...’nun yargılama sırasında öldüğü ve mirasçıları davayı takip ettiklerini bildirdikleri halde, mahkemece; murisin tüm tedavi evraklarının getirtilerek ATK'dan murisin geçici iş göremezlik süresi, kalıcı maluliyet oranı ve bakıcı ihtiyacı bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılması buna göre davacı murisin geçici ve sürekli iş göremezlik zararının ve bakıcı gideri zararının, kaza tarihinden ölüm tarihine kadar belirlenerek davacı murisin mirasçılarının miras payları oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken, mirasçılar lehine değil de ölü kişi aleyhine olacak şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” içtihadında bulunmuştur.Benzer karar için bakınız Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/19178 E. - 2019/9043 K. Sayılı ilamı 15Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin tarih ve 2018/1230 E. - 2019/5867 K. Sayılı kararı. 16Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2017/4180 E. - 2019/9766 K. Sayılı ilamı. 17İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin tarih ve 2020/452 Esas -2020/301Karar sayılı kararı ile aynı dairenin tarih ve 2020/93 Esas – 2020/ 127 Karar sayılı ilamı; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin tarih ve2019/3800 Esas -2019/841 Karar sayılı ilamı ile aynı dairenin tarih ve 2019/4038-700 E/K sayılı ilamı. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözetilmeden davalı sigorta şirketi hakkındaki dava hakkında konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur. Öte yandan; Avukatlık ücretinin takdirinde, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168. maddesinde yer alan “hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.”şeklindeki açık yasal düzenleme uyarınca, karar tarihi itibariyle 21/12/2011 tarih 28149 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinde yer alan “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Şu kadar ki asıl alacak miktarı TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücret alınır. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez.” düzenleme gereğince, davacı yararına, kabul edilen alacak miktarı TL üzerinden, 440 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılışekilde TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, kararın kanun yararına bozulması SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle Düzce İş Mahkemesinin 6/3/2012 gün ve 2010/170 E., 2012/164 K. sayılı kararının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, bozma kararının bir örneğinin Resmî Gazete’de yayınlanmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 18/3/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.” Yazı dolaşımı Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Dr. Öğretim Görevlisi Oya Turhaner, beş gün sürecek Ramazan Bayramı tatili için yola çıkacaklara, ihtimal dahilindeki zararlara karşı varsa ihmal edilen zorunlu trafik sigortası poliçelerinin ve ek olarak ihtiyari mali mesuliyet sigortası poliçesinin limitsiz yaptırılması önerisinde her yıl 1 milyonun üzerinde trafik kazasının meydana geliyor. Bu kazalarda yüzlerce kişi yaşamını yitirirken 10 binlerce kişi de yaralanıyor. Bayram dönemlerinde trafikteki yoğunluk nedeniyle kazaların artabileceğine dikkat çeken Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Dr. Öğretim Görevlisi Oya Turhaner, "Kazalar, ekonomimize milyarlarca lira zarara neden oluyor. TÜİK verilerine göre; trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı 2022 Mart ayı sonu itibarıyla 25 milyon 478 bin 989 olurken araç sahiplerinin bir kısmı bilerek ya da bilmeyerek zorunlu trafik sigortası yaptırmıyor ya da süresini geçiriyor. Trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 54,3'ünü otomobil, yüzde 16,3'ünü kamyonet, yüzde 14,9'unu motosiklet, yüzde 8,0'ını traktör, yüzde 3,5'ini kamyon, yüzde 1,9'unu minibüs, yüzde 0,8'ini otobüs ve yüzde 0,3'ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturuyor. Ancak trafik sigortası poliçesinin zorunlu olmasına rağmen sigortasızlık oranı bazı taşıt türlerinde oldukça yüksek. 2022 Mart istatistiklerine göre; motosikletlerde yüzde 65,55, traktörde yüzde 40,72, otobüste yüzde 28,94, kamyonda yüzde 22,11, minibüste yüzde 20,48 ve otomobillerde ise yüzde 6,30 oranında sigortasızlık oranı bulunuyor" sigortasının, sigortalı araç ile başkasının malına ve canına gelebilecek zararlara karşı olan sorumluluğu sigortaladığını hatırlatan Dr. Oya Turhaner, "Trafiğe çıkan araç sayısı her yıl artmasına rağmen ne yazık ki sigorta poliçesi sayısı son üç yıldır aynı oranda artmamakta. Otomobillerde trafik sigortası yaptırma oranı yüksek olmasına karşın özellikle motosiklet, traktör, otobüs gibi taşıtlarda bu oran düşük. Trafik sigortası ile sigorta şirketinin ödeyebileceği tazminat tutarı, 2022 yılında, maddi kazalarda araç başına 50 bin TL, kaza başına ise 100 bin TL ile sınırlandırılmış. Yaralanma, sakatlanma veya ölümle neticelenen trafik kazalarında zarar gören ve/veya kanuni mirasçıları, kişi başına 500 bin TL ve kaza başına da 2 milyon 500 bin TL'ye kadar tazminat alabilir. Trafik sigortası dahilinde, kazada sakat kalanlara geçici iş göremezlik tazminatı ödenmekte. Geçici iş göremezlik süresi ve sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan ve tıbben gerekli olan sürekli bakıcı giderleri de trafik sigortası teminatı içerisinde. Maddi hasarlarda trafik sigortası değer kaybını karşılamakta. Tüm bu korumadan yararlanmak ve risklerin sigorta şirketinin omuzlarına yüklenmesi için ruhsat sahibinin, Nisan 2022 rakamlarına göre araç başına ortalama bin 187 TL prim ödemesi yeterli. Hasarsızlık durumunda ise bu rakam daha aşağı çekiliyor" diye yaşamamak için ihtiyari mali mesuliyet sigortası önerisiTurhaner, zorunlu trafik sigortası poliçelerinin teminat limitlerinin yetersiz kalabileceği uyarısında da bulunarak, "Trafik sigortasında limit, kaza başına 100 bin TL. Bu limit, hasarı ödemeye yetersiz kalabilir veya karşı tarafın manevi tazminat talepleri olabilir. İhtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi yaptırılırsa böyle durumlarda araç sahiplerine destek olacaktır. Limitsiz ihtiyari mali mesuliyet sigortası poliçesi yaptırmanın bedeli, şirketten şirkete değişmekle birlikte yaklaşık 500 TL'nin altında. Bu teminat, genel olarak kasko sigortaları ile birlikte isteğe bağlı olarak ek bir teminat şeklinde sunuluyor. Bunun yanı sıra münferit olarak da satılan bir sigorta çeşidi ve yaptırmanız için kasko poliçesi zorunluluğu bulunmamakta" Turhaner, "Trafik kazasında motorlu taşıtın trafik sigortası poliçesi olmaması, kaza yapan aracın plakasının tespit edilememesi durumlarında veya çalınmış/ gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, bedeni zararlar ve ölüme dair tazminatlar, zorunlu trafik sigortası limitleri dahilinde Güvence Hesabı'ndan talep edilebiliyor. Ancak Güvence Hesabı yaptığı ödemeyi poliçe yaptırmayan araç sahibi veya sürücüye rücu ederek talep ediyor. Ayrıca, trafik sigortası, ihtiyari mali mesuliyet sigortası veya Güvence Hesabı ile ilgili tazminat tutarında anlaşmazlık olması durumunda, Sigorta Tahkim Kurumu'na başvuru yapılabilmekte" diye oranı bazı illerde yüzde 30'u geçiyorSigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi rakamlarına göre; 2022'de 29 Nisan itibariyle, yurt genelinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazalarında 229 bin 231 kaza tespit tutanağı düzenlendi. Sigortasızlık oranlarında ise yüzde 39,14 ile Şanlıurfa, yüzde 34,77 ile Ardahan, yüzde 33,24 ile Iğdır ilk üçte yer alıyor. Araç sayısı en çok olan illerde ise İstanbul yüzde 12,03, Ankara İzmir ise yüzde 21,04 sigortasızlık oranına sahip, bu illeri yüzde 22,58 ile Antalya ve 17,01 ile Bursa izliyor. - İZMİR Yaşar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ramazan Bayramı Bayram Ekonomi Haberler Özet Geçici iş göremezlik zararı, zarar türleri içerisinde bedensel zararlar arasındadır. Kanun sistematiği bakımından geçici iş göremezlik zararı esasen, Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde bedensel zararlar alt başlığında “kazanç kaybı” zararı olarak yer almaktadır. Karayolları Trafik Kanunu’nun “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” denilmektedir. Bununla birlikte, 2016 yılında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklerle birlikte sigorta şirketlerinin kazanç kaybı zararı olan geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olup olmadığı hususunda uygulamada sıklıkla problem yaşanmaktadır. İlgili genel şartların maddesinde sağlık giderleri teminatından sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı, bu zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğu belirtilmiştir. Sigorta şirketleri, KTK’nın gereği sağlık hizmet bedelleri yönünden ve buna ek olarak ilgili genel şartlarda değinildiği gibi sağlık giderleri teminatı yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının da sağlık hizmet bedelleri kapsamında olması sebebiyle bu zararlardan SGK’nın sorumlu olduğunu belirterek ödeme yapmayı reddetmektedir. Bu çalışmada, geçici iş göremezlik tazminatının tanımı ve hukuki niteliği üzerinde durularak, ilgili tazminat bakımından sigorta şirketlerinin sorumluluğunun kapsamı, SGK’nın Kanun’da geçen anlamıyla ne tür zararlardan sorumlu olması gerektiği, Yargıtay Kararları ve İtiraz Hakem Heyeti Kararları ışığında değerlendirilecektir. Abstract Temporary incapacity damage is among the bodily harms among the types of damage. Temporary incapacity for work is included in the article 54 of the Turkish Code of Obligations as "loss of earnings" in the sub-heading of bodily harm. According to In Article 98 of the Highway Traffic Law, “Health service fees to be paid by hospitals affiliated to universities and all other public and private health institutions and organizations due to traffic accidents, whether the casualty has social security or not, and the health service reimbursement procedure determined for those deemed to have general health insurance. and its principles are covered by the Social Security Institution.” In 2016, the General Conditions of Highways Motor Vehicles Compulsory Liability Insurance were amended. With these changes, there are often problems in practice as to whether insurance companies are liable for temporary incapacity compensation, which is loss of earnings and damage. In Article of the general conditions, it is stated that insurance companies are not responsible for health expenses coverage, and the Social Security Institution is responsible for these losses. Insurance companies have sta ted that they are not responsible for health care costs as per Article 98 of the KTK and additionally, as mentioned in the relevant general conditions, and that SGK is responsible for these damages since temporary incapacity compensation is also within the scope of health. In this article, the definition and legal nature of temporary incapacity compensation will be emphasized and the scope of liability of insurance companies in terms of compensation will be evaluated in the light of Supreme Court Decisions and Appeals Arbitration Committee Decisions. Anahtar Kelimeler Geçici iş göremezlik tazminatı, Kazanç kaybı, Sigorta Şirketinin sorumluluğunun kapsamı, Sağlık Hizmet Bedelleri. Keywords Temporary Incapacity Compensation, Loss of earnings, Scope of the Insurance Company's liability, Healthcare costs. Giriş Geçici iş göremezlik tazminatı kazanç kaybı zararları içerisinde yer almaktadır. Kazanç kaybı zararı, zarar gören bedensel zarara uğramasaydı, zarar görenin elde etmesi muhtemel kayıplarını ifade eder. Bu nedenle kazanç kaybı hesabı varsayımlara dayanarak yapılır. Bu zarar türü, zarar görenin sağlığına tekrardan kavuşma anına kadar çalışamamasından kaynaklanan kazanç kaybından oluşur. Bu nedenle kazanç kaybı zararları, niteliği itibariyle fiilen yoksun kalınan kâr olup, geçici nitelikte ve geçmişe yöneliktir. KTK hükmünde sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve sigorta şirketlerini kanun hükmünde belirtilen şartlar dahilinde SGK’ya gerekli aktarımı yapması halinde yükümlülüklerinin sona ereceği belirtilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında ise sağlık giderleri içerisinde mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler gösterilmiştir. Genel şartlarda yer alan bu ibarelere bakıldığında geçici iş göremezlik tazminatının genel şartlarda düzenlenen sağlık giderleri kapsamında olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda genel şartlardan hareketle bir değerlendirme yapılacak olacaksa sigorta şirketlerinin geçici iş göremezlik giderinden sorumluluğu bulunmadığı kanaatine varılabilecektir. Ancak Kanunda yer alan sağlık hizmet bedelleri ifadesinden geçici iş göremezlik tazminatının da bu kapsamda olduğunu ve bu gerekçeyle sigorta şirketlerinin ilgili tazminat bakımından sorumluluğunun bulunmadığını söylemek pek mümkün görünmemektedir. Zira, geçici iş göremezlik tazminatında sağlık hizmet bedeli yönünden bir ödeme yapılmamaktadır. Burada zarar görenin uğradığı kazanç kaybına yönelik talepte bulunulmaktadır. Kanun koyucunun açık bir şekilde sağlık hizmeti olarak belirttiği ve SGK’nın sorumluğuna dahil ettiği bu zarar kalemi, genel şartlarda sağlık giderleri teminatı adı altında genişletilmiş ve sağlık hizmeti niteliğinde olmayan zarar kalemlerinin de bu gider kapsamında sigorta şirketlerinin ve güvence hesabının sorumluluğundan çıktığı belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla Genel Şartlarla sigorta şirketinin sorumluluk alanı kanunda belirtilen sınır aşılarak daraltılmıştır. Bu doğrultuda iş göremezlik tazminatı gibi giderlerin SGK sorumluluğu kapsamında kabul edilip sigorta şirketinin sorumluluğundan çıkarıldığına dair anlayışlar gerek Kanun hükmünün lafsına gerekse kanun koyucunu amacına aykırı olacaktır. I. Geçici İş Göremezlik Kavramı Türk Borçlar Kanunu’nun açıkça geçici iş göremezlik zararlarından söz edilmemekle birlikte, geçici iş göremezlik zararları kişinin iş göremez duruma gelmesinin sonucunda malvarlığında meydana gelen zararlara bağlı olarak, kanunda belirtilen “kazanç kaybı” zararları arasında yer almaktadır. Kazanç kaybı zararı, zarar gören bedensel zarara uğramasaydı, zarar görenin elde etmesi muhtemel kayıplarını ifade eder. Bu nedenle kazanç kaybı hesabı varsayımlara dayanarak yapılır. Bu zarar türü, zarar görenin sağlığına tekrardan kavuşma anına kadar çalışamamasından kaynaklanan kazanç kaybından oluşur. Bu nedenle kazanç kaybı zararları, niteliği itibariyle fiilen yoksun kalınan kâr olup, geçici nitelikte ve geçmişe yöneliktir[1]. Kanun sistematiği içerisinde bakıldığında, Türk Borçlar Kanunu’nun tazmin edilmesi gereken bedensel zararlardan söz edilmiştir. İlgili maddeye göre bedensel zararlar, “1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” olarak belirtilmiştir. Kanun maddesinde her ne kadar bedensel zararlar ifadesi yer alsa da burada kastedilen, kişinin beden bütünlüğünün ihlali sonucunda meydana gelen malvarlığı zararlarıdır[2]. Geçici iş göremezlik tazminatının kazanç kaybı olduğunu belirtmekle birlikte kazanç kaybının tanımına da değinmekte yarar vardır. Kazanç kaybı, kişinin haksız fiile uğramamış olması durumunda elde etmesi muhtemel olan kayıplarını ifade etmektedir[3]. Kazanç kaybı zararlarını, zarar görenin hüküm anına kadar çalışamamasından kaynaklanan zararları ve gelir kaybı olarak nitelendirmek mümkündür[4]. Ancak buradaki kazanç kaybı hesabı varsayımlara dayanmaktadır[5]. Geçici iş göremezlik esasen, zarar gören kişinin tedavi süresi boyunca çalışma gücünü geçici bir süre ile tamamen kaybetmesidir[6]. Yargıtay’ın geçici iş göremezlik zararlarına ilişkin tanımlamalarına bakıldığında, zarar gören kişinin tedavi süresi boyunca çalışamaması ve buna bağlı olarak iş ve kazanç kaybına uğraması durumunu geçici iş göremezlik zararı olarak nitelendirdiği görülmektedir[7]. II. Sigorta Şirketlerinin Geçici İş Göremezlik Tazminatı Yönünden Sorumluluğunun Belirlenmesi A. Karayolları Trafik Kanunu’na Göre Konunun Değerlendirilmesi KTK’nın baktığımızda, “İşletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Söz konusu madde de “ birinci fıkrasına göre olan sorumlulukların” ifadesiyle kastedilen zarar türlerinden biri de madde metninde görüleceği gibi[8] “bir kimsenin yaralanması” halidir. Bu durumda, KZMSS kapsamında sigortalı aracın işletilmesi sırasında verilen zarar bir kimsenin yaralanmasına sebebiyet vermişse, bu durum KZMSS kapsamındadır. Bundan anlaşılması gereken, zarar görenin sakatlanması sonucunda oluşan geçici iş göremezlik zararlarından işletenin sorumlu olduğu oranda sigortacının da sorumlu olması gerektiğidir. Karayolları Trafik Kanunu’nun göre, “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Ek cümle 4/4/2015-6645/60 md. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.2 Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer.” Bundan anlaşılması gereken, Kanunda belirtilen sağlık hizmet bedelleri dışında kalan tazminat taleplerinden sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı’nın sorumluluğu devam etmektedir. Ancak burada üzerinde durulması gereken husus, “sağlık hizmet bedelleri” denilmesiyle ne anlaşılması gerektiğidir. Öncelikle belirtilmelidir ki, Kanunda açıkça değinilen sağlık hizmet bedelleri içerisinde geçici iş göremezlik tazminatı yer almamaktadır. Zira, geçici iş göremezlik tazminatında zarar gören, faydalanmak zorunda kaldığı sağlık hizmet bedellerine yönelik bir ödeme yapmamaktadır. Geçici iş göremezlik tazminatı ise kazanç kaybı zarar kalemleri arasında yer almaktadır. Zarar görenin talebi de haksız fiil sonucunda uğramış olduğu kazanç kaybının karşılanmasına yöneliktir. Kanun hükmünde belirtilen sağlık hizmet bedelleri arasında geçici iş göremezlik tazminatı yer almamaktadır. Nitekim, Yargıtay’ın yerleşik içtihadı da bu doğrultudadır, “Yasa lafzından da açıkça anlaşılacağı üzere sigorta şirketlerinin yükümlüğü sadece trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri yönünden sona erecek olup bu kurumlar tarafından karşılanmayan ulaşım, yemek, refakatçi ücreti gibi sair tedavi giderleri, bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik zararları halen tedavi giderleri teminatından ödenmek üzere davalı sigorta şirketinin sorumluluğundadır. Hal böyle olunca mahkemece geçici iş göremezlik zararı talebi yönünden de kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere yanlış gerekçe ile reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamış, bozma sebebi yapılmıştır.”[9]. Yargıtay içtihatlarında da benimsendiği üzere, geçici iş göremezlik zararlarından Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğuna dair KTK’da herhangi bir düzenleme yer almadığından, ilgili tazminat türünü sağlık hizmet bedellerinden sayarak sigorta şirketlerinin sorumlu olmadığı sonucuna ulaşılması mümkün görünmemektedir[10]. Kanun hükmü dikkate alınarak yapılan değerlendirmeye göre, KTK’nın belirtilen sağlık hizmet bedelleri içerisinde geçici iş göremezlik tazminatının yer almaması sebebiyle sigorta şirketlerinin ilgili tazminat bakımından sorumluluğunun SGK’ya geçmediği ve sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiği sonucuna ulaşılmaktadır. B. KZMMSGŞ Hükümlerine Göre Konunun Değerlendirilmesi tarihli, 29355 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak tarihinde yürürlüğe giren KZMMSGŞ maddesinde sağlık giderleri teminatı düzenlenmiştir. İlgili hükme göre, “Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır.” Buna ek olarak ilgili hükmün devamında, sağlık giderleri teminatı yönünden sigorta şirketinin ve Güvence Hesabı’nın sorumluluğunun bulunmadığı, ilgili taleplerin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda bulunduğu belirtilmiştir. Genel şartlarda yer alan bu ibarelere bakıldığında geçici iş göremezlik tazminatının da genel şartlarda düzenlenen sağlık giderleri kapsamında olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda genel şartlardan hareketle bir değerlendirme yapılacak olacaksa sigorta şirketlerinin geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinden sorumluluğu bulunmadığı kanaatine varılabilecektir. Uygulamada yaşanan problemlere bakıldığında görülmektedir ki, sigorta şirketleri tarafından Genel Şartlarda yer alan düzenleme gerekçe gösterilerek zarar gören konumunda olan kişilerin geçici iş göremezlik tazminatı talepleri, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda olduğu belirtilerek reddedilmektedir. Bu durumda, Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan düzenlemeye göre mi hareket edilecektir, Genel Şartlarda belirlenen şekilde mi hareket edilecektir? Çalışmamızın bundan sonraki kısmında Yargıtay ve İtiraz Hakem Heyeti Kararları ışığında değerlendirmeler yapılacak olup ardından konu ile ilgili görüşümüz aktarılacaktır. III. Yargıtay ve İtiraz Hakem Heyeti Kararları Işığında Konunun Değerlendirilmesi Yukarıda değinildiği üzere, KTK’nın yapılan değişiklikle birlikte sigorta şirketleri geçici iş göremezlik zararlarının sağlık hizmet bedellerinden olduğu gerekçesiyle ödeme yapmamak eğilimine girmiştir. Ancak konuyla ilgili Yargıtay uygulamalarına bakıldığında, Kanunda açıkça sağlık hizmet bedellerinden söz edilmesine rağmen söz konusu düzenlemede “geçici iş göremezlik” denmediği için geçici iş göremezlik zararlarından sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam edeceği benimsenmektedir. Nitekim, bu yönde verilmiş bir kararda; “Öte yandan; söz konusu düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, trafik kazası sonucu hastalık sigortası kapsamında Kurumca sigortalıya yapılan geçici is göremezlik ödemeleri, yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. Bu nedenle, Kurumca sigortalıya yapılan geçici is göremezlik ödemelerinin, işletenden, şoföründen, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri içerisinde kalmak koşuluyla sigorta şirketinden ve Güvence Hesabından tahsili mümkün bulunmaktadır.”[11]. denilmektedir. Söz konusu karardan varılan sonuç; Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan düzenlemede, sağlık hizmet bedelleri yönünden Sigorta Şirketi’nin ve Güvence Hesabı’nın sorumluluğu sona ermekle birlikte, Kanunda geçici iş göremezlik bakımından böyle bir düzenlemeye yer verilmemiş olması sebebiyle sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı’nın sorumluluğu devam etmektedir. Buna benzer nitelikte bir kararda; “Dava, trafik kazasında zarar gören maddi tazminat istemine ilişkin olup, davalı sigorta şirketi zarara neden olan aracın trafik ZMSS sigortacısıdır. Somut olayda; davalıya trafik sigortalı aracın davacının arkasında yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarpması sonucunda davacının yaralandığı ve olaydan dolayı maddi zarara uğradığı iddiasıyla dava açılmış olup, dosya kapsamından davanın konusunun yaralanma nedeniyle geçici iş göremezlik zararına ilişkin olduğu açıktır. O halde, dava konusu geçici iş göremezlik zararı sigorta teminatı içinde kaldığından, mahkemece, yargılamaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.”[12]. Söz konusu kararda geçici iş göremezlik tazminatının ZMMS kapsamında olduğuna vurgu yapılmıştır. Sigorta Şirketleri, geçici iş göremezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğunu, bu nedenle 2918 sayılı KTK’nın, 6111 sayılı Yasa’nın değişen gereği bu tür zararlardan kendilerinin değil, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğunu ileri sürmektedirler. Yargıtay dairelerinin kararlarına bakıldığında, sağlık hizmet bedelleri dışında her türlü zararların önceden olduğu gibi sigorta şirketleri tarafından ödeneceği açıklandığı gibi, geçici iş göremezlik zararlarının tedavi gideri olmayıp bedensel zararlar kapsamında bir zarar türü olduğu ve sigorta şirketleri tarafından ödenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Nitekim, konu ile ilgili olarak SGK’nın rücu davalarına bakan Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin kararlarında da geçici iş göremezlik ödeneklerinin KTK hükmünde belirtilen sağlık hizmet bedelleri olarak SGK’nın sorumluluğunda olmadığı ve ilgili zararlardan sigorta şirketlerinin sorumlu olduğu belirtilmiştir. “Mahkemece, belirtilen hukuki ve fiili durumlar gözetilmeksizin, geçici işgöremezlik ödeneğinin, 2918 Sayılı Kanunun 98. madde kapsamında olmadığı dikkate alınmayarak yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair hususlar incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır".[13] Esasen konuyla ilgili verilen İtiraz Hakem Heyeti Kararları incelendiğinde, Yargıtay ile aynı görüşün benimsendiği görülmektedir. Bu konuda verilen bir kararda; “Davalı tarafın, davacının geçici iş göremezlik talebinin teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin itirazı değerlendirildiği zaman; TSGŞ maddesinde, "Sağlık Giderleri Teminatı Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir." olarak ifade edildiği gibi, sağlık Giderleri Teminatı'ndan sayılanların ve SGK'ya devdedildiği ifade edilenlerin, bizatihi geçici iş görmezlik zararları değil, bunlara bağlı giderlerin olduğu anlaşılmaktadır. Genel şartın bu şekilde yazılmış olmasından, geçici iş görmezlik tazminatı taleplerinin, SGK'ya devredildiği ve bu nedenle trafik sigortası teminatları haricinde tutulduğu söylenemeyecektir. Aksi halde "tamamen" de denmekle, kalıcı iş görmezlik tazminatı taleplerinin de SGK'ya devredildiği ve bu nedenle teminat dışı olduğu sonucu çıkar ki, bu da sigortanın konusunun ortadan kaldırılmış olması demektir. Davalının itirazı kapsamında tarihli genel şartların olaya tatbiki ile yapılan incelemede de, davacının geçici iş görmezlik tazminatı talebinin trafik sigortası teminatlarına dahil bulunduğu kanaatine varılmış ve davalının bu yöndeki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.”[14]. IV. Yargıtay ve İtiraz Hakem Heyeti Kararlarının Değerlendirilmesi Yukarıda yer verilen kararlar ışığında değerlendirme yapmak gerekmektedir. Bu hususta öncelikle belirtilmelidir ki, Genel Şartlar’ın ilgili düzenlemesi dikkate alınarak geçici iş göremezlik zararlarından sigorta şirketlerinin sorumlu olmadığı şeklinde bir sonuç çıkarılmamalıdır[15]. Buna ek olarak, belirtilen nedenlerle her ne kadar geçici iş göremezlik tazminatı, Genel Şartlarda yer alan hükümler gereği sağlık gideri kapsamında kabul edilebilecekse de kanun hükmünde belirtilen sağlık hizmeti bedelleri kapsamında yer almamaktadır. Bu nedenle genel şartlar KAPSAMA GİREN TEMİNAT TÜRLERİ başlığı altında yer alan b bendi nedeniyle sigorta şirketlerinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmayacağına dair varılan sonuç üst norm olan kanuna aykırılık teşkil ettiğinden uygulama imkânı bulamayacaktır[16]. Genel Şartlar’da 2016 yılında yapılan değişiklikle birlikte uygulamada geçici iş göremezlik zararlarının sigorta şirketinin sorumluluğunda olup olmadığı hususunda belirsizlik olmuştur. Sigorta şirketleri bakımından Genel Şartlarda yer alan düzenleme, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait olduğu hususunda gerekçe oluşturur duruma gelmiştir[17]. Ancak değinilen Yargıtay ve İtiraz Hakem Heyeti Kararları’nda istikrar kazanan ve içtihat haline gelen görüşe göre, Karayolları Trafik Kanunu’nun “sağlık hizmet bedelleri” denilmesiyle geçici iş göremezlik tazminatının Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda olduğu sonucu çıkarılmamalıdır. Zira, Kanunda yer almayan bir düzenlemenin Genel Şartlar’da düzenlenmesinin bu sonucu değiştirmeyeceği, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı’nın geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğunun kabul edildiği görülmektedir. Sonuç KTK hükmünde sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve sigorta şirketlerini kanun hükmünde belirtilen şartlar dahilinde SGK’ya gerekli aktarımı yapması halinde yükümlülüklerinin sona ereceği belirtilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında ise sağlık giderleri içerisinde mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler gösterilmiştir. Genel şartlarda yer alan bu ibarelere bakıldığında geçici iş göremezlik tazminatının genel şartlarda düzenlenen sağlık giderleri kapsamında olduğu sonucuna varılmaktadır. Sigorta şirketlerinin Genel Şartlar’da yer alan düzenlemeyi gerekçe göstererek zarar görene ödeme yapmaktan kaçındığı görülmektedir. Nitekim, Genel Şartlar’da yer alan bu düzenlemeyle birlikte geçici iş göremezlik zararının SGK tarafından mı sigorta şirketi tarafından mı ödeneceği konusunda uygulamada sorun yaşanmaktadır. Bu noktada şu hususu belirtmekte yarar vardır. Kanun hükmü SGK’nın sorumlu olduğu ve bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğundan çıkan bedeli sağlık hizmet bedelleri olarak belirtmiştir. Geçici iş göremezlik tazminatı ise kazanç kaybı zarar kalemleri arasında yer almaktadır. Geçici iş göremezlik tazminatında, zarar görenin faydalandığı veya faydalanmak zorunda kaldığı sağlık hizmetine dair bir ödeme yapılmamaktadır. Aksine talep edilen tazminatın konusunu herhangi bir hizmet oluşturmakta, zarar görenin uğradığı kazanç kaybına ilişkin talepte bulunulmaktadır. Kanun koyucunun açık bir şekilde sağlık hizmeti olarak belirttiği ve SGK’nın sorumluğuna dahil ettiği bu zarar kalemi, genel şartlarda sağlık giderleri teminatı adı altında genişletilmiş ve sağlık hizmeti niteliğinde olmayan zarar kalemlerinin de bu gider kapsamında sigorta şirketlerinin ve güvence hesabının sorumluluğundan çıktığı belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla Genel Şartlarla sigorta şirketinin sorumluluk alanı kanunda belirtilen sınır aşılarak daraltılmıştır. Kanun koyucu ilgili kanun maddesiyle, kaza sonucunda yaralanan kişilere sosyal güvencesinin olmaması gibi nedenlerle gerekli müdahalenin yapılmasındaki çekincelerin ve bu nedenle kazazedenin uğradığı mağduriyetlerin önlenmesini amaçlamaktadır. İlgili kanun maddesi sayesinde kazazedenin herhangi bir sosyal güvencesi bulunmasa dahi ilgili sağlık kuruluşlarında gerekli sağlık hizmetlerinde yararlanacak ve sağlığına kavuşabilecektir. Bu sayede kaza sonucunda kazazedeler için hayati önem taşıyan sağlık hizmetlerinden yararlanılması devlet güvencesi altına alınmıştır. Bu doğrultuda iş göremezlik tazminatı gibi giderlerin SGK sorumluluğu kapsamında kabul edilip sigorta şirketinin sorumluluğundan çıkarıldığına dair anlayışlar gerek kanun hükmünün lafsına gerekse kanun koyucunu amacına aykırı olacaktır. Varılan bu sonuca göre, kanunda yer alan düzenlemede açıkça geçici iş göremezlik tazminatının SGK’ya geçtiğine dair bir hüküm yer almadığından, ilgili tazminat türü bakımından sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı’nın sorumluluğu devam etmektedir. Dipnotlar Tekinay, Sulhi/Akman, Sermet/Burcuoğlu, Haluk/Altop, Atilla, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Filiz Kitabevi, İstanbul 1993, s. 604, Oğuzman, M. Kemal/Öz, M. Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. 2, 9. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2012, s. 92, Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 16. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara 2014, s. 747. ↩︎ ŞAMLI YETİŞ, Kübra, Geçici İşgöremezlik Zararlarının Zorunlu Trafik Sigortası Teminatı Kapsamında Olup Olmadığının Değerlendirilmesi, 2020 İstanbul Hukuk Mecmuası, s.1763-1781, Benzer yönde bkz. “Geçici iş göremezlik ödeneğinin amacı sigortalının çalışamadığı süre içindeki ücret kaybını kısmen gidermek amacını taşımaktadır.” YHGK, ↩︎ KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Turhan Kitabevi, ANKARA 2017, ↩︎ ŞAMLI, ↩︎ KILIÇOĞLU, ŞAMLI, ↩︎ ŞAMLI, Benzer yönde bkz. “Geçici iş göremezlik zararı, zarar görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir.” Yargıtay 6541/12052, GÖKCAN, Hasan Tahsin, Karayolları Trafik Kanununa Göre Hukuki Sorumluluk Tazminat Sigorta ve Rücu Davaları, Seçkin Yayınevi, ANKARA 2018, ↩︎ Yargıtay 2015/9347 E. 2018/4033 K. T. KESER, Yıldırım, Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında Geçici İş Göremezlik Tazminatı, YÜHFD C. XVIII 2021. s.1037-1055, ↩︎ KTK “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” ↩︎ Yargıtay 17. HD, 2013/15416 E. 2015/2380 K. Benzer yönde bkz. “…davacı vekilinin temyiz konusu ettiği geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi yol giderine dair tazminat kalemleri yukarda açıklanan ve 2918 Sayılı Kanunun 98. Maddesi kapsamındaki trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerine dair tedavi giderlerinden olmayıp ZMSS poliçesi gereğince davalı sigorta şirketinin sorumluluğu devam ettiğinden anılan yasa kapsamı dışında kalan bu giderlerden davalı sigorta şirketinin de sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” Yargıtay 17. HD, 2012/5743 E. 2013/4496 K. T. Benzer yönde bkz. “Davalı sigorta, diğer davalının 2918 sayılı KTK’nın 85/1’inci madde hükmünde yazılı hukuki sorumluluğunu, aynı kanunun 91/1’inci maddesi uyarınca üstlenmiş olup, gerek 85/1’inci madde hükmü, gerekse zorunlu trafik sigortası poliçesi genel şartlarının 1’inci madde hükmü gereği, davacının yaralanması sonucu tedavi süresince çalışamaması nedeniyle oluşan kazanç kaybından ve meslekte çalışma gücü kaybından kaynaklanan kazanç kayıplarından sorumludur.” Yargıtay LALE, Muktedir/AKGÜL, İhsan, Sigorta Hukuku Örnekli-İçtihatlı-Uygulamalı, Seçkin Yayıncılık, ANKARA 2011, ↩︎ Benzer yönde bkz. KESER, ↩︎ Yargıtay 2015/15542 E. 2017/4392 K. T. Benzer yönde bkz. “Geçici iş göremezlik zararı bedeni zarar teminatıyla ZMSS kapsamında olup, 6111 sayılı yasa uyarınca tedavi gideri kapsamında değerlendirilemez.” Yargıtay 2014/16455 E. 2014/1330 K. Ayrıca bkz. “Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada yaralanan davacı için geçici iş göremezlik tazminatının tahsili davasıdır. Davanın kabulü ile, geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi doğrudur.” Yargıtay T. Benzer yönde bkz. “Kişinin kalıcı sakatlıkları nedeni ile oluşan beden gücü kaybı yüzünden, kişinin gelirinde ve dolayısıyla mal varlığında bir eksilme meydana gelmemiş olsa dahi tazminatın gerekeceği kabul edilmekte ve bu “güç” efor kaybı tazminatı diye adlandırılmaktadır. Beden gücü kaybına uğrayan kişinin aynı işi zarardan önceki durumuna ve diğer kişilere göre daha fazla efor sarfıyla yaptığı gerçeğinden hareket edilerek bir anlamda zararı, bu fazladan sarf edilen gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Kaza geçiren kişinin, kalıcı sakatlık durumu söz konusu olmayıp, bir süre tedavi görmesi, iyileşinceye kadar çalışamaması ve bu yüzden iş ve kazanç kaybına uğraması geçici işgöremezlik olarak adlandırılmaktadır. Trafik kazası sonucu uğranılan maddi zarar sebebiyle, kişinin işinden ve gücünden kaldığı süre içinde oluşan gelir kaybından zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, sürücü ve işleten de sorumludur.” Yargıtay 2015/9347 E. 2018/4033 K. T. ↩︎ Yargıtay E. 2013/2073 K. 2013/2191 T. Benzer yönde bkz. “Trafik kazası neticesi yaralanan ve geçici yada sürekli iş göremez hale gelen kişinin giderleri sadece bir sağlık kuruluşunda yapılan tedavi harcamalarından ibaret değildir. Trafik kazası sonucu beden bütünlüğü zarara uğrayan kişi tedavi gördüğü süre ile iyileşeceği süre içinde işlerini göremeyeceği ve bu süre içinde normal hayatını sürdüremeyeceğinden bu dönem içinde tam iş göremez olarak kabul edilip buna göre tazminat hesabı yapılacaktır. Geçici işgöremezlik sebebiyle hükmedilecek tazminatın kusurlu sürücü ve işletenin yanında ZMSS poliçesini düzenleyen şirketin de sorumluluğu kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerekirken dahili davalı SGK'nun sorumluluğuna hükmetmesi bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay 2015/6603 E. 2018/794 K. T. Benzer yönde bkz. “Dava, trafik kazasında zarar gören maddi tazminat istemine ilişkin olup, davalı sigorta şirketi zarara neden olan aracın trafik ZMSS sigortacısıdır. Somut olayda; davalıya trafik sigortalı aracın davacının arkasında yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarpması sonucunda davacının yaralandığı ve olaydan dolayı maddi zarara uğradığı iddiasıyla dava açılmış olup, dosya kapsamından davanın konusunun yaralanma nedeniyle geçiçi iş göremezlik zararına ilişkin olduğu açıktır. O halde, dava konusu geçici iş göremezlik zararı sigorta teminatı içinde kaldığından, mahkemece, yargılamaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.” Yargıtay ÇELİK, Ahmet Çelik, Trafik Kazalarında Tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayınevi, ANKARA 2019, ↩︎ Yargıtay 2012/3320 E. 2012/7074 K. T. ÇELİK, Benzer yönde bkz. Yargıtay 2012/3309 E. 2012/4013 K. T.. ↩︎ Hakem Karar Dergisi, Ekim-Aralık 2019, Sayı40, Tarih ve 2019/İHK-5349 Sayılı İtiraz Hakem Heyeti Kararı. Benzer yönde bkz. “Genel Şartların, maddesinde, "Sağlık Giderleri Teminatı Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir." olarak ifade edildiği gibi, sağlık Giderleri Teminatından sayılanların ve SGK'ya devredildiği ifade edilenlerin, bizatihi geçici iş görmezlik zararları değil, bunlara bağlı giderlerin olduğu anlaşılmaktadır. Genel şartın bu şekilde yazılmış olmasından, geçici iş görmezlik tazminatı taleplerinin, SGK'ya devredildiği ve bu nedenle trafik sigortası teminatları haricinde tutulduğu söylenemeyecektir. Aksi halde "tamamen" de denmekle, kalıcı iş görmezlik tazminatı taleplerinin de SGK'ya devredildiği ve bu nedenle teminat dışı olduğu sonucu çıkar ki, bu da sigortanın konusunun ortadan kaldırılmış olması demektir. Bu kapsamda, Yargıtay kararlarında da işaret edildiği gibi, geçici iş görmezlik zararları da çalışma gücünün azalması veya yitirilmesine bağlı bulunduğundan ve genel şartlarda teminat dışı tutulduğu da belirtilmemiş olmakla, davacı bu zararları, işletenin hukuki sorumluluğunu temin eden davalı trafik sigortacısından talep edebilecektir.” Hakem Karar Dergisi, Temmuz-Eylül 2019, Sayı39, Tarih ve 2019/İHK-12835 Sayılı İtiraz Hakem Heyeti Kararı. ↩︎ Benzer yönde bkz. “Genel Şartlar’ın incelemekte olduğumuz düzenlemesi yorumlanırken, yalnızca teminatın kapsamına ilişkin bu düzenlemenin lafzından yola çıkarak geçici işgöremezlik zararlarının sigortacının sorumluluğunda olmadığı söylenemez.” ŞAMLI, ↩︎ Benzer yönde bkz. “Trafik Sigorta Genel Şartları, düzenleyici işlem niteliğinde olduğundan kanundaki düzenlemeyi sınırlandıramaz ya da genişletemez. Bu nedenle de geçici iş göremezlik tazminatı hesabında uygulanabilmesi mümkün değildir.”, KESER, ↩︎ ŞAMLI, ↩︎ Kaynakça ÇELİK, Ahmet Çelik, Trafik Kazalarında Tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayınevi, ANKARA 2019 Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 16. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara 2014. GÖKCAN, Hasan Tahsin, Karayolları Trafik Kanununa Göre Hukuki Sorumluluk Tazminat Sigorta ve Rücu Davaları, Seçkin Yayınevi, ANKARA 2018. Keser, Yıldırım, Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında Geçici İş Göremezlik Tazminatı, YÜHFD C. XVIII 2021. s. 1037-1055. Kılıçoğlu, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Turhan Kitabevi, ANKARA 2017. LALE, Muktedir/AKGÜL, İhsan, Sigorta Hukuku Örnekli-İçtihatlı-Uygulamalı, Seçkin Yayıncılık, ANKARA 2011. Oğuzman, M. Kemal/Öz, M. Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. 2, 9. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2012 Şamlı Yetiş, Kübra,Geçici İşgöremezlik Zararlarının Zorunlu Trafik Sigortası Teminatı Kapsamında Olup Olmadığının Değerlendirilmesi, 2020 İstanbul Hukuk Mecmuası, s. 1763-1781. Tekinay, Sulhi/Akman, Sermet/Burcuoğlu, Haluk/Altop, Atilla, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Filiz Kitabevi, İstanbul 1993 Hakem Karar Dergisi

zorunlu trafik sigortası geçici iş göremezlik